İbrahim Enes Duruay

Yaklaşık bir hafta geçirdiğim Fildişi Sahilleri’nde ilk kez Afrika’ya ayak basan biri olarak birbirinden farklı olaylara şahit oldum, birbirinden farklı insanlar gördüm, birbirinden farklı hikâyelere tanıklık ettim.

ERDOĞAN LE GRAND

Kurban kesim organizasyonu için gittiğimiz köyde, bir genç Türkiye’den geldiğimi öğrenince koşa koşa yanıma geliyor, Fotoğraf çekilmek istiyor. Birlikte birkaç kare çekindikten sonra bir süre sohbet ettik zira bu genç kardeşimizin ilgisi beni meraklandırmıştı. İnsanların pek çoğu benimle beyaz olduğum için fotoğraf çekiliyorken o bunu yapmadı, o benimle beyaz olduğum için değil Türkiye’den geldiğim için fotoğraf çekilmişti. Neden, diye sordum. Neden Türkiye? Bu sorum üzerine 19 yaşındaki hukuk fakültesi öğrencisi anlatmaya başladı. Soruya cevabı “Erdoğan” olmuştu.

Bir süre Cumhurbaşkanımızı anlattı bana, onu çok sevdiğini Türkiye’ye olan muhabbetinin kaynağının da bu olduğunu söyledi. Ben de sormaya devam ettim, Recep Tayyip Erdoğan neden seviyorsun, dedim. Anlatmaya başladı:

“Onun adını ilk kez 2016 yılında duydum. Darbe girişimine karşı dik durması ve bu darbeyi alt etmesi, bu süreçteki cesur duruşu beni Erdoğan’ı araştırmaya sevk etti. Araştırdıkça tanıdım, tanıdıkça daha çok sevdim. Ben bir Müslüman’ım ve Kudüs benim için mukaddes. Trump’ın aldığı karar asla kabul edilemez, Müslümanlar bu kararı asla kabul edemez. Bu şartlarda herkesin bu karara çok sert bir şekilde karşı çıkması gerekirdi ama böyle olmadı. Müslüman liderler gerektiği kadar seslerini yükseltmedi. Sesini yükselten, Kudüs’ü cesurca savunan ve dünyaya bu konuda bir ders veren sadece Recep Tayyip Erdoğan oldu. Ben de bu olay üzerine Facebook’taki adımı değiştirdim.”

Sonra hızlıca telefonunu çıkardı. Şifresini girerken telefonun ekran kilidinde de ekran sağında da Cumhurbaşkanımızın fotoğrafı vardı. Facebook hesabı açılınca profilini gösterdi. Profilinin isim kısmına “Erdoğan Le Grand” yani “Büyük Erdoğan” yazıyordu.

HIRİSTIYAN BELEDIYE BAŞKANINDAN TÜRKIYE’YE TEŞEKKÜR

Trafiğe kapanan tozlu yollara serilmiş hasırlar üzerinde kılınan bayram namazının ardından ilk kurbanları kesmek üzere bir okulun bahçesine gittik. Biz gittiğimizde fakir halk çoktan etrafa doluşmuş heyecanla kurbanların kesilmesini bekliyordu. Bekleyiş çok sürmedi, kurbanlar kesildi, etler ayıklandı ve poşetler koyuldu. Biz de ilk dağıtım noktasına doğru yola koyulduk. İlk dağıtım bölgesi Kumasi’deydi. Bu dağıtım çalışmasına Kumasi’nin Belediye Başkanı Raymond N’dohi de katıldı. Et dağıtımına bir süre eşlik ettikten sonra şöyle konuştu: “Ben bir Hıristiyanım, dünyada çok fazla Hristiyan var ancak onlar bize yardıma gelmiyor. Daha önce Hristiyanlar uzun yolları aşıp bize yardıma gelmediler. Siz Türkler ise her sene buraya geliyor ve halkımıza yardım ediyorsunuz. Size minnettarız. Tanrı, Türkiye’yi korusun. İyi ki varsınız. Bizi yalnız bırakmayın.”

“DOLAR KRİZİNİ BILIYORUZ VE TÜRKIYE İÇİN DUA EDIYORUZ”

Gittiğimiz köylerde kurban dağıtım çalışmalarını genellikle köy camilerinde yapıyorduk. İmamlar bu dağıtım çalışmalarında öncü oluyordu. Yine gittiğimiz bir köyde imam eşliğinde kurban etlerini dağıttık sonra birlikte namazımızı kıldık ve biraz sohbet ettik. Bu sohbette imam Türkiye’den bahsetmiş, ABD ile olan ekonomik savaşın farkında olduklarını belirtmiş ve şöyle demişti: “Dolar Krizi’ni, sizi ekonomik unsurlar ile tehdit ettiklerini, ABD’nin size yaptıklarını biliyoruz ve Türkiye içi dua ediyoruz, elimizden ancak bu alıyor. Dua, müminin en güçlü silahıdır.”

MESUT ÖZİL, ONLAR İÇİN BİR İDOL

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğü için Almanya’da bir anda olay olan ve tabiri caiz ise krize dönüşen Mesut Özil, Fildişi’nin çocukları için bir idol. Tozlu yolların, boş arsaların ve sokakların çocuklar için futbol sahası olduğu Fildişi’nde köyleri gezerken “Özil” yazılı 11 numara formalı bir çocuk çıkıyor karşımıza.

“TÜRK DİZİLERİ HEYECANLA BEKLENİYOR.”

Gittiğimizde bazı Türk dizilerinin devlet televizyonu tarafından satın alınıp Fransızcaya çevrildiğini ve bu dizilerin yeni sezonda yayınlanacağını duyuyoruz. Halk arasında bu konuşuluyor.

Editör: TE Bilisim