Durim Abazi / İstanbul / Röportaj

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaklaşık 100 yıldır devam eden, ancak Sovyetler dağıldıktan sonra yeniden ortaya çıkan ve 26 yıldır çözüm bekleyen Karabağ meselesi, 27 Eylül’de yeniden başlayan çatışmalarla gündeme geldi.

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı geri alma girişimini İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinden mezun olan İsgandar Taghıyev Diriliş Postası Gazetesi’ne anlattı.

Karabağ meselesi aslında bakıldığı zaman 20-30 yıllık bir mesele değil 100 yıllık bir geçmişi var Karabağ diyen İsgandar Taghıyev, “Daha 1850’lerin sonundan Ermenistan Karabağ’a Ermeni nüfusu yerleştirmeye çalışıyordu, getirmeye çabalıyordu. Yarın bir gün burada söz hakkı olsun; bizim çocuğumuz buralı, biz burada doğduk, doğan çocukları ‘biz burada doğduk’ diyebilmek için. Bu topraklarda bir söz hakkı olsun diye bunu yapmaya çaşılıştılar. Buraya 1870’lerden bu yana bir yerleştirme politikası vardı. Sonra tabi 1920’lerde Rusya’nın da imzaladığı bildirgeye göre Karabağ komple Bakü’ye verildi. Karabağ, zaten zamanında da, Azerbaycan topraklarıydı. 1918’deki Anlaşma ile Rusya, Karabağ topraklarının Azerbaycan’ın olacağını imzaladı. Biz Rusya’ya bağlıydık o zamanlarda. Ermenistan bununla hiçbir zaman memnun olmadı, kabul etmedi ve sürekli tahrik etmeye çalıştı.” İfadelerini kullandı.

“Ermenistan kanı bozuk bir millet”

Terter’e de yapılan saldırıya değinen Sabahattin Zaim üniversitesinin mezunu Taghıyev, “Terter çok stratejik bir yerde. Orada Azerbaycan’ın yurt dışına çıkan boru hatları, doğalgaz hatları, Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı, TANAP. Yani tüm projelerimizin hepsi aslında oradan geçiyor. Tertere’den, Tovuz’dan geçiyor. Başladı orayı tahrip etmeye. O bölgede bir söz sahibi olmaya filan. Azerbaycan sürekli sulh yolu ile bu meselenin çözüleceğine inanıyordu, fakat sonra en son baktı ki olmuyor. Meşru müdafaa hakkı olan, kendi müdafaa hakkı olan; kenedini müdafaa etmek için seferberlik başlattı. Savaş başlattı. Tabi bu savaş çok iyi gidiyordu. 10 günde toprakların neredeyse yüzde 5’ini geri aldık. Yaklaşık 30 üzeri köy aldık. Yedi vilayetin bir tane büyüğü olan Cebrail’i aldık. Fakat Rusya yine yaptı yapacağını. İki ülkenin dışişleri bakanlarını Rusya’da topaldı. 4 maddelik bir anlaşma imzalattı. Bu maddeler bize göre, bizim hakimiyete göre bizim lehimize olan anlaşmalar. Bu anlaşmalara göre Rusya artık Karabağ meselesinin BM’nin 4 kararı ile çözülmesi gerektiğini söylemiş. Azerbaycan’a göre bu bir askeri ateşkes değil, bir sivil yani insani ateşkes. Burada artık sadece insanların(esirlerin) değişimi, cesetlerin alınması gibi olaylar olacakmış. Fakat Ermenistan ile hiçbir zaman anlaşma olmaz. Kanı bozuk bir millettir. Tam 14 dakika sonrasında Ermenistan ateşkesi bozdu. Ve sivil yerlere saldırmaya başladı. Biz sivil halkı vuracağız diyorlar ve bununla karşı tarafta panik oluşturmak istiyorlar. Fakat çok şükür halk 30 yıldır bu anı bekliyor, hiçbir şeyden korkmuyor. Sonuna kadar dayanacağımızın garantisini veriyoruz diyorlar.”

“O TOPRAKLARI GERİ ALMAYA GÜCÜMÜZ VAR”

Gence’ye yapılan saldırı ikinci bir Hocalı soykırımı olarak nitelendiren İsgandar Taghıyev, “Bu bir soykırımdır. Çocuklara vuruyorlar, kadınlara vuruyorlar. Azerbaycan’da aslında milli birlik hala var ve o milli birlik Allah’ın izniyle Karabağ’ı bize geri getirecek. Azerbaycan’ın askeri, ekonomik, siyasi, diplomatik gücü olarak Karabağ’ı almaya çok yetiyor. Kıyasladığımız zaman askeri güç olsun, siyasi güç olsun, ekonomik güç olsun Ermenistan’dan çok çok üstünde. Ve şu an karşı taraftan Ermenistan tarafından yüzlerce silah, yüzlerce tank, yüzlerce ganimet var. Bunların hepsini alabildik, gücümüz var. Fakat Rusya yine bölgede faktör olarak kendini gösterdi. Türkiye’yi buradan çıkarmaya çalışıyor. Bu faktörden- etki faktör olmaktan dışlamaya çalışıyor. Azerbaycan’ın aslında kendi gücü ile Karabağ’ı alabileceğini tüm uluslararası arena’ya göstermiştir. İnşallah bir tepki ve etkiler olmazsa, Azerbaycan yakında topraklarını geri almaya, hak davasını sürdürmeye ve Karabağ’ı kazanmaya kadirdir.” şeklinde konuştu.

“LAÇIN İLE KERBECER’İ VERMEYİZ”

Taghıyev, 1990’larda Rus Sovyetler Birliği dağıldıktan hemen sonra Ermenistan, Karabağ’da yaşayan dinç sivil insanlara saldırı düzenlediğini anımsatarak, “Tabi Azerbaycan’ın o zamanki gücü şu anki kadar değildi. O dönemde, Azerbaycan’ın elinde olan silahlar, malzemeler Ermenistan’ın işgalini durdurabilmek için yetersizdi. İnsanlar neredeyse ellerinde sadece av tüfeği ile tankların önüne çıkmaya başladılar. Ermenistan Rusya’nın da desteği ile Karabağ’ı işgal etti. 1990’lardan başlayan işgal girişimi 1995’e kadar sürdü. Burada yedi büyük şehir ‘7 büyük raundiyoruz biz’ işgal edildi. Tabi zaman zaman Ermenistan dedi ki bunun beşini veriyoruz, ikisi bizde kalıyor gibi şeyler. Fakat Laçın ile Kerbecer en büyük rezervlerin, altın, mermer rezervlerinin olduğu ve burası koridor olarak önemli bir stratejik noktasıdır. Onu vermiyoruz dediler.” sözlerine yer verdi.

“AZERBAYCAN KARABAĞ CUMHURİYETİ İLE GÖRÜŞMELİ”

Göründüğü üzere 1990’larda buradan yani Karabağ’dan göç etmek zorunda kaldıklarını kaydeden Taghıyev, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben kendim Karabağlıyım. Bizim ailemiz filan hepimiz göçtük, yani başka bir yere. Kendi memleketimizden göçmen durumunda kaldık. Sonra Karabağ’a geldik. Karabağ’da 1994-1995’lerden sonra Ermenistan Azerbaycan’ın topraklarını yüzde 20’sini işgal etmiş oldu. İşgal edilmiş topraklarda artık kendini sağlamlaştırmaya başladı. Oraya halkı da ücretsiz getirdi. Oradaki haklardan; yani gaz, doğalgaz, su gibi faturalarını indirdi ki millet gelip orada yaşasın. Orada bir istihdam oluşsun. Milleti oraya toplamaya başladılar. Tabi bu uluslararası arenada daha çok tepki çekti. BM’nin Karabağ’ın statüsü ile ilgili dört tane ırgat namesi var. Ermenistan’ın bu topraklardan çıkması, Karabağ’ın Azerbaycan’ın toprakları ile olmasıyla ilgili. BM’nin burada 4 tane ırgat name var. Fakat Ermenistan bunlardan hiçbirini yerine getirmedi ve kabul etmedi. En son Paşinyan hakimiyete geldikten sonra; ilk olarak dedi ki: “ben burayı çözeceğim. Bu meseleyi çözeceğiz.” bunun gibi sözler ederken aslında bir işi konuşmuştu bizimle de, sulh yolu ile çözülür gibi. Sonra tahribat yapmaya başladı. Çıkışlarında ‘Karabağ Azerbaycan’ındır, nokta.’ gibi şeyler dedi. Bunları dedikten sonra ortalık yavaş yavaş kızışmaya başladı. BM’nin kararlarına göre Karabağ meselesindeki taraf ülke Ermenistan. Ermenistan’ın şu anki Başbakanı dedi ki: ‘Azerbaycan bu meseleyi Ermenistan ile değil, şu an Karabağ’da bir tane devlet kurdular kendilerince, bir yönetim – rejim sistemi kurdular. Onlara bir başkan atadılar. Güya (lafta) bir Karabağ Cumhurbaşkanı var. Azerbaycan, bu meseleleri bu Karabağ Cumhuriyeti ile görüşmeli. Anlaşmaları onunla yapmalı deyip tahribatlara başladılar.”

Editör: TE Bilisim