Durim Abazi / İstanbul / Özel Haber

Sırp çetnikler Bosna Hersek halkını yok edemeyince, bu sefer hedef değiştirerek Kosova’daki bağımsızlık isteyen masum halkını yok etmek istedi. Ancak Kosovalıların direnişine takılan ve Türkiye olmak üzere uluslarası güçlerin müdahalesine dayanamayan faşistler Kosova’dan da çekilmek zorunda kalmıştı.

Kosova’daki savaşın seyrini değiştiren ve uluslararası güçlerine müdahale vesile olan Reçak katliamı sırasında yaklaşık 45 kişi vahşice öldürüldü. Katliamı yaşayan Rame Shabani, Diriliş Postası Gazetesine konuştu.

Katliamı yaşayan biri olarak o gün gördüklerini anlatabilir misiniz?

Benim ismim Rame Shabani. 22 Mart 1966 Reçak köyünde doğdum. 15 Ocak 1999 yılında 7’ye 10 kala ilk silah seslerini duyduk. Altin diye bir askerimiz öldürüldü. Ondan sonra köyü kuşatma altına aldılar. Sırplar, Çeste’den bomba atmaya başladı. Podi i Gishtejave diye adlandırdığımız bir yerden de bomba attılar.

Ondan sonra karadan askerler girdi. Onlar girdikten sonra biz de yola çıkıp Sadri Osmani’nin evine bodrum katına sığındık. Orada toplandığımızda kuzenimn Ragip Bajrami geldi. Köyde durumu kontrol etmek için kardeşimle gitmişti. Ben onunla Kosova Kurtuluş Ordusunun (UÇK) ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli malzemeleri tedarik etmeye çalışıyorduk. O yüzden bana, ‘Rame, polisler bizi kuşattılar. Gel gidelim.’ Biz Ragip ile birlikte çıktık. Ben de tüm aile köyde olduğu için gidemedim. Burim ve kızlarla birlikte bodruma geri döndük.

Bodruma geri döndüğümüzde bizi kuşattılar. Erkekleri kadınlardan ayırdılar. Bizi dövdüler. Yanımızda para, kimlik, not aldığımız defter, bloklar herşey aldılar. Özellikle beni yoruluncaya kadar dövdüler. Telsizle biri aradı. Kaç kişi diye sordu. Yanımızda olan ve bizi döven polis ‘30 kişi’ dedi.

‘BIRAKIN; ORMANDA YUKARIYA DOĞRU GİTSİNLER’

Oradan çıktığımızda, biri ‘ Bırakın; ormanda yukarıya doğru gitsinler.’ İlk sıradayken sonuncu kaldım. Ellerimizi kafalarımızın arkasına koymamızı emrettiler. Biz de yukarıya doğru yürümeye devam ettik. Her taraftan bomba atıyorlardı, silahlarla vuruyorlardı. Yürürken kafamı döndüm arkamızdan geliryorlar mı, diye bakmak için ve herkese dağılın dedim. Arkamızdan bizi kurşunla veya başka bir şey ile öldürmesinler. O sırada dağıldık. İki kişi ile yakın bir yere gittik. Sigara’yı kullandığım için bir sigara içtim. Bir polis çıktı ve ‘Siz burada ne bekliyorsunuz? diye sordu. Hemen ateş açtı. Onları vurdu. Beni ise vuramadı. Sadece elbiselerim yırtıldı biraz.

Aşağıya doğru yürüdüm. UÇK’nın köydeki merkezine geldim. O anda merkez yanıyordu. Geri döndüm. Vurmaya devam ettiler. Akşama kadar orada kaldım. Videolarda da göründüğü gibi Ragip’in kalbi yok, dişleri kırık. Banush abimiz ve Ajet de aynı. Banush abimizin kafası hala nerde olduğu belli değil. Sahide teyzemizin cesedi nerde olduğunu kimse bilmiyor. Bu katliamda akrabalarımdan 13 kişi vefat etti. Aralarında kardeşim bulunuyor. Sırpların katletiği küçük yaşta olanlar da var. Öldürülenler arasında 100 yaşında bir amcamız var. Hepsi, Reçak katliamında bu eşkıyalar tarafından öldürüldü.

Katliam gününde aileleriniz nerdeydi?

Ailemden annem ve kızım bodrumdaydı. Kilitlediler ve akşama kadar orada kaldılar. Yani o gün onlar da Reçak’taydı. 30 kadını bodrumda kilitlediler. Hepsi bizim mahalledendi. 14 yaşında olan Halim Beqiri de bizimle aynı sıradaydı. Onu annesi ve kız kardeşlerinden ayırıp bizim olduğumuz yere getirdiler. Onu kadınların arasında ayırıp bizimle aynı sıraya getirdiler.

CENAZELER BİR AY HASTANELERDE SÜRÜNDÜRÜLDÜ

Öldürülenlerin içi organları çekilip alındı söylentiler var. Siz, bunun hakkında ne diyorsunuz?

Daha önce de bahsettiğim gibi birkaç kişi öylede öldürüldü. Ragip mesela diğerlerinden daha ağır bir şekilde kesilerek öldürüldü. Ragip’i daha canlı iken kesmeye başladılar ve öyle öldürdüler. İlk o Sırpların eline düştü. Katledilenler bir ay Sırpların hastnelerinde kaldı. Biz Sırplar gibi bir şeyi görmeden iç oranları aldılar diyemeyiz. Biz cenazelerin olduğu sandıklar açamadık. O yüzden bir şey diyemeyiz. Onları hastane koridorlarında süründürerek çektiler. Bizden bazıları akrabalarımızın nasıl süründürdüğünü görüp hala aklı başımızda nasıl yaşayabildiğimizi anlamıyorum. 11 Şubatta defnettik. Yani yaklaşık bir aydır cenazeler hastanlerde süründürüldü.

“KADERİMDE ÖLÜM YOKTU”

Psikolojik olarak ne sıkıntılar yaşadınız, yaşıyorsunuz?

Psikolojik sorunlar çok daha büyüktür. Sabah biter bitmez Norveç askerleri köyümüze geldi. Bize nasıl olduğumuzu sordular. Biz de şükür hayatlarımızı kurtarabildik dedik. Onun haricinde iyi olduğumuzu söylemiştik. Onlar da ’20 sene sonra katliamda yaşananların psikolojik sonuçlarını görecekesiniz. Şimdi de onların dediklerini anlıyorum. O gün orada yaşananları görenlerden hiçbirimiz çalışamıyoruz veya herhangi başka bir şey yapacak durumda değiliz. Her gece rüyada Reçak katliamını görüyorum. Allah’a itaat edenlerden biri olduğum için o gün ben de vurulabildiğimi biliyorum ama demek ki kaderimde öyle bir şey yokmuş.

AGİT’İ TELEFONLA ARADIK

Uluslararası güçlerin müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Saat 7. 15 geçe, Sadik abimizin bir telefonu vardı. Onunla Ferizovik’teki uluslararası gözlemcileri aradık. Onlar da Shtime’deki Sinir Hastalıkları olanların yerine kadar geldi. Bizi aradılar ve ‘Allah yardımcınız olsun, çünkü biz Sırp polisler yüzünden size doğru gelemiyoruz.’ Ondan sonra bizi takip edbildikleri bir tepeye gittiler. Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Kosova temsilcisi William Walker, her zaman doğruyu konuştu. O ilk olarak Banush amcamızı kafasının kesildiğini gördü. Walker, bu insalığa karşı yapılmış bir katliam olduğunu belirtmişti. Bir insana kafasını kesmek, kalbini çıkarmak, dişlerini kırmak başka ne olabilir?

SAVAŞI ADEM JASHARİ BAŞLATTI REÇAK BİTİRDİ

Reçak katliamı, uluslararası güçlerin Kosova’daki savaşına müdahale etmesine vesile oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kosova’daki savaşını Prekaz’daki UÇK’nın ilk komutanı Adem Jashari ve ailesi başlattı. Reçak de savaşın bitmesine vesile oldu. Kim ne derse desin Kosova’nın Mekke ve Medine’si bunlardır. Belki yanlış konuşuyorum ama bana göre öyledir. Dünydaki tüm Arnavutlar için öyledir. Reçak, Kosova’nın Balkanlar’daki ik,nci Bosna olmasına engel oldu. Biz zamanla uluslararası gözlemcileri aradık. Onlar da olay yerine geldi. Kosova’da yaklaşık 440 katliam yapıldı. Bizim büyük bir avantajımız köyü terk etmediğimiz oldu.

“KOSOVALI YÖNETİCİLER BİZE SAHİP ÇIKMADI”

Savaşın bitmesinden bu yana Kosovalı yetkililer sizi ne kadar destekledi?

Kosova’nın yöneticileri hiçbirimizi yeteri kadar desteklemedi. Belediye olarak pek bir şey yapılamadığını biliyoruz. Ancak hükümet olarak yeterince destek görmedik. Ne sağlık sigortası ne de başka bir şey. Sadece onların işine geldiğimiz zaman bizi aradı. Mesela ben görünebileceğim bir doktor veya psikolog yoktur. Hayatta kaldığımızlarla kimse ilgilenmedi. Onların işine yaradığımızda bize geldi, röportaj yaptılar, veya Sırbistan’a karşı konuşturmak için sadece bizi bildiler.

TÜRKİYE VE AMERİKA ÇETNİKLERİ BOMBALADI

Reçak gibi sorunların çözülmeden Sırbistan’la normalleşmek istenmesine ne diyorsunuz?

Ben borcu olanla alacağını geri almadan nasıl normallebileceğini anlayamıyorum. Öldürürsün ama özür dilemezsin. Durumun normalleşmesi için uzun zaman geçer. Özür dilemeden, suçlunun kim olduğunu anlaşılmadan olamaz. Suçlu Belgrad’da duruyor ama suçsuz olanlar yargılanıyor. Şehre bile çıkamazken nasıl katliam yapabilirdin. Bu Avrupa, Fransa, İngileter bize hep ihanet ettiler. Bizi ayırdılar. Onlara karşı şarkı bile söylendi, söyleniyor. Savaş zamanında hep buradaydım. Sadece Amerika ve Türkiye Sırp mevzilerini bombaladılar. Fransa, İtalya ve diğerlerin bombaladığı yerlerini hepsine götürebilirim. Kosova’daki müdahale tek taraflıydı. Çoğu Sırbistan’ı tutuyorlardı. Bizim tarafımızı iki güçlü olan tuttuğu için biz savaşı kazanabildik.

AGİT’İN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’in ‘Reçak katliamı bir kurguydu’ sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu onun için çok iyi, çünkü o bizim yöneticilerimiz kendi ülkesşyle alay etmez. O ben katliam yapmadım der. Çünkü Reçak’ı kabul ederse Kosova’daki yaptığı 440 katliamını ödemek zorunda kalır. Reçak katliamı gerçeği yok olursa tüm katliamlar yok olur. Ben sadece 8. Sınıfa kadar okdum ve bunları biliyorum bizim yöneticilerimiz bunu nasıl bilmiyor anlamıyorum. Vuçiç de zaten bunu istiyor. Bu olursa onun için her şey daha kolay olur. Reçak, Kosova’nın Srebrenitsa’sı olduğunu diyebiliriz, çünkü biz AGİT gözlemcilerinin gözleri önünde katledildik.

Editör: TE Bilisim