Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığın 2021 yılı bütçe teklifinin sunumunu yaptı. Bakan Akar görüşmelerin sonunda ise milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Güvenlik ve savunma konusunda çalışmaları açık ve şeffaf şekilde yürüttüklerini belirten Bakan Akar, etkin, caydırıcı ve saygın Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemine değindi.

Bakan Akar, ordu kurumu ve insanların güvenlik konusunun ilk insandan beri bulunduğuna dikkati çekerek, Türkiye’de 83 milyon insanın rahat ve huzur içinde yaşamasını amaçlayıp bunun gayretinde olduklarını söyledi. Herkesin bir şekilde bu amaca katkı sağlaması gerektiğini ifade eden Bakan Akar, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde ve dışarıda hiçbir şekilde ayrım yapılmadığını vurguladı.

Bakan Akar, herkesin kanunlar karşısında sorumlulukları ve yükümlülükleri bulunduğunu belirterek, “Namusuyla, ahlakıyla çalışıyor. Hırsızlık, yalan, taciz, tecavüz, kırma, dökme yok. En saygın kişi o. Bunun dini, mezhebi, orijini, kimliği nedir? Böyle bir şey söz konusu değil. Silahlı Kuvvetlerde gerçekten söz konusu değil. Yaptığımız çalışmalarda, faaliyetlerde böyle bir şey yok.” diye konuştu.

“EMPERYALİST GÜÇLERE ALET OLMAMAK LAZIM”

Birliğin, beraberliğin pekiştirilmesi ve çözüme buradan başlanılması gerektiğini vurgulayan Bakan Akar, şunları kaydetti:

“Birlik, beraberlik içinde olduğumuz zaman, sahici konuşmak, kameraya konuşmamak, tribüne konuşmamak. Bunu eğer biz içselleştirebilirsek, problemlerin çoğunu ama çoğunu çözeriz. Emperyalist güçlere alet olmamak lazım. Emperyalist güçlere karşıymış gibi konuşurken, onların dediklerini yapar duruma düşmemek lazım. Çünkü onu demek bizatihi ayrımı getiriyor. Ayrılık yokken ayrılık doğuyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin özünde, ruhunda, devletin temelinde bir ayrımcılık yok. Farklı bir şey düşünmüyoruz. Personelimiz için de aynı şey geçerli. Ayrımcılık olmadığı gibi bizim şu anda yaptığımız mücadele teröristle. Bunun dışında hiçbir kimliğe, hiçbir kişiliğe, hiçbir gruba karşı ne bir hesap ne bir kitap var. Ne öyle bir çalışma var.”

“HİÇBİR TOPLANTIDAN, GÖRÜŞMEDEN KAÇMIYORUZ”

Bakan Akar, diplomasi faaliyetleri kapsamında yapılan ziyaret, kabul ve mektuplaşmalara değinerek, ” Millî Savunma Bakanı olarak 151 ziyaret ve kabul var. Bakan, bakan yardımcısı, başbakan, başbakan yardımcıları da uğruyor, ziyaret ediyoruz. Telefon görüşmeleri de var. 190 mektup alışverişi var. Buna ilaveten Genelkurmay Başkanı’nın da 60 seyahati ve kabulü var. Biz güçlüyüz çünkü haklıyız. Bunun için de Yunan komşularımız başta olmak üzere hiçbir toplantıdan, hiçbir görüşmeden kaçmıyoruz.” bilgisini verdi.

Bir milletvekilinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerin emir komuta hiyerarşisinde sorun yaşandığı iddiasına yönelik soru üzerine Bakan Akar, hiyerarşi konusunda hiçbir sorun yaşanmadığını belirtti.

Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yaşanan bazı olayların bilgisinin saklandığı iddialarına yönelik soru üzerine, şunları söyledi:

“Bunu çok açık ve net söylüyorum, Silahlı Kuvvetlerde çok özel durumlar hariç, yani bir bakanın, genelkurmay başkanının, kuvvet komutanının, ordu komutanının, tümen komutanın herhangi bir olayı kapatması söz konusu değil mümkün değil. ‘Efendim şehitler var, saklıyorlar.’ Ya bu çok muhal bir şey, imkânı yok. Herhangi bir intihar olayı, ölümlü bir olay vesaire. Bunlarla ilgili idari soruşturma yapılmaması, idari soruşturmaya bağlı olarak mahkemeye, yargıya, savcılığa bunun verilmemesi söz konusu değil. Parasal konularda mümkün değil.”

Uzman çavuşları temsil eden çok sayıda derneğin olduğuna dikkati çeken Bakan Akar, bunun önüne geçilmesinin önemine değindi. Emekli subay ve astsubayları temsil eden birer derneği olduğunu anımsatan Bakan Akar, çıkacak yasa ile emekli uzman çavuşların da bir derneği olacağını, onun da yasalar çerçevesinde sorumluluğunun belli olacağını ve ona göre faaliyet göstereceğini aktardı.

Özlük hakları konusuna değinen Bakan Akar, mevcut kaynaklarla yapılabilecek ne varsa personelin özlük haklarını karşılamak için  Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bütün ilgili kurum ve kuruluşlarla duyarlı şekilde çalıştıklarını söyledi.

Bir milletvekilinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürk konusundaki söylemlerine ilişkin soru üzerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürkçü düşünce sistemine bakışının dün nasılsa bugün de öyle olduğunu vurguladı.

Bakan Akar, bu konuda kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini dile getirerek, “Bu insanı çok irite ediyor. Atatürk’e karşı bir şey söz konusu olamaz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu konularda Türk Silahlı Kuvvetleri, Millî Savunma Bakanlığı, Atatürkçü düşünce sistemi çerçevesinde yapılması gereken ne varsa yapıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“KUVVET KOMUTANLARININ YAŞ’TAKİ ATAMALARDAN HABERİNİN OLMAMASI SÖZ KONUSU DEĞİL”

Yüksek Askeri Şura atamaları kapsamında Genelkurmay Başkanı veya Kuvvet Komutanlarının bilgisi dışında bir terfi yapıldığı iddiasına ilişkin soru üzerine Bakan Akar, “Bu hayatın doğal akışına aykırı bir şey. Şu anda Ağustos 2021’de yapacağımız çalışma başladı. Kuvvet Komutanlarının haberinin olmaması, onların herhangi bir işe müdahil olmaması asla söz konusu değil.” ifadesini kullandı.

Bakan Akar, YAŞ sonrasında askeri kademede çok sayıda albayın emekli edildiği iddialarına ilişkin, “Normal işin gereği yapılan bir çalışma olarak ortaya çıkmıştır.” dedi.

Kanama engelleyen bantlar konusuna değinen Bakan Akar, “Bununla alakalı Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından kabul edilmiş, Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından tedarik edileceği söylenmiş. Bunun muayenesi 17 Kasım’da yapılacak. Ödemesi yapılmamış. Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa arkadaşlarımız gereğini yapacaklar.” diye konuştu.

“TÜRKİYE HEM MASADA, HEM SAHADA”

Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarması sonrasında yapılacak faaliyetlerde “Türkiye’nin yerinin” sorulması üzerine Bakan Hulusi Akar, Azerbaycan Ordusu’nun 7 bölgenin dördünü işgalden kurtardığını anımsattı. Kalan bölgelerin anlaşma kapsamında belli bir takvimle alınacağını hatırlatan Bakan Akar, şunları söyledi:

“Türkiye orada nerede? Türkiye işin dibinde. Hem masada hem sahada diyoruz. Burada biz Azerbaycanlı kardeşlerimizi egemen ve bağımsız bir devlet olarak görüyoruz. Dolayısıyla orada herhangi bir oldubitti, vesaire söz konusu değil. Konuşmalar, görüşmeler yoluyla bunlar yapılıyor. Rusya ile dün görüşme yapıldı, gerekli çerçeve çizildi. Yarın Rusya’dan geniş bir heyet geliyor. Arkadaşlarımız taktik ve teknik olarak, kim nerede duracak, kaç kişi olacak, ne yapacak, ne edecek onları görüşecek. Tabii ki bizim burada varmaya çalıştığımız nokta, en sonunu söyleyeyim, ateşkesin kalıcı olması, istikrarın, barışın, normalleşmenin sağlanması, hudutların açılması, refahın yayılması. Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmesin mesele bu. Bu konu sadece bizim fikrimiz değil, Azerbaycan’da konuştuğumuz en yüksek düzeydeki yetkililer dâhil, diğer arkadaşlarımızın samimi kanaati, beklentisi.”

Azerbaycan’ın topraklarının 30 yılı aşkın süredir işgal altında kaldığını, Ermenistan’ın işgali genişletmek için 27 Temmuz’da Tovuz’a saldırdığını belirten Bakan Akar, “Azerbaycan da ‘Yeter artık’ diyor, gücünü, kuvvetini toplayıp yürüyor. Bunun anlaşılması lazım. Burada kalkıp da Azerbaycan’a insanlık, barış dersi vermeye kalkmak gerçekten abesle iştigal. Azerbaycan’ın yaptığı bir şey yok, evini, toprağını savunuyor” diye konuştu.

“Tunus’taki Libya görüşmelerinde Türkiye neden yok” sorusuna da yanıt veren Bakan Akar, “Biz Libyalı kardeşlerimizle yan yana, omuz omuzayız. Hiçbir ayrı gayrımız yok. Konuşmamız, görüşmemiz, danışmamız, istişaremiz eksiksiz devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili kurum ve kuruluşlarından ilgili ve yetkili arkadaşlarımız onlarla beraber Trablus’ta, Tunus’ta, nerede gerekiyorsa oradalar, bundan da kimsenin şüphesi olmasın”  ifadelerini kullandı.

“ORADAKİ TERÖR KORİDORUNU YIKACAĞIMIZI SÖYLEDİK”

Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin soru üzerine de Bakan Akar, “Biz bütün dünyaya 2011’den itibaren bunu anlattık. Burada bir tedbir alınmaz, bir düzenleme yapılmazsa burası bataklığa döner diye. Yapılması gerekenler, şunlar şunlar…. Ama herkesin kendine göre bir politikası var, seyrettiler. Amaçları, maksatları nedir kendilerine sormak lazım” dedi.

Suriye’nin kuzeyinden Kilis’e, Reyhanlı’ya düşen roketler nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşların olduğu,  bölge halkının büyük endişeler içinde yaşadığı dönemi de anımsatan Bakan Akar, şunları söyledi:

“Bir taraftan DEAŞ, bir taraftan PKK. İnsanlar evlerine, işlerine, tarlalarına gidemiyordu. Bunların önlenmesi gerekmiyor muydu? Devlet olarak bu bizim görevimiz değil mi? İşte yapılan şey bu. Bizim Suriye’nin toprağında gözümüz olmadığını, derdimizin hudutlarımızın ve halkımızın güvenliği olduğunu milyonlarca defa söyledik. Çok açık ve net, bunun için çalıştık. Oradaki terör koridorunu yıkacağımızı, oradaki teröristleri kazdıkları çukurlara gömeceğimizi söyledik, çok şükür gömdük. Komşularımız ne kadar güvendeyse biz de kendimizi o kadar güvende hissederiz. Suriye’nin bağımsız, tek, egemen bir devlet olmasını tabii ki arzu ediyoruz, toprak, siyasi bütünlüğü ile. Irak da aynı şekilde. Bizim Suriye’deki politikamız çok açık ve net. Diyoruz ki bir an önce anayasa ve seçim yapılsın, hükümet kurulsun dolayısıyla bundan sonra normalleşme çerçevesinde herkes gereğini yapsın, bağımız egemen bir devletle ilişki nasıl olursa öyle olsun diyoruz.”

Bir milletvekilinin “Türk Silahlı Kuvvetlerinde ne zaman bir kadın generalin olacağına” yönündeki sorusuna da Bakan Akar, “Kadın albaylarımız var. Yüksek Askeri Şura dönemi geldiğinde hiçbir ayrımcılık olmadan, hak hukuk neyse ona göre şuraya girecekler ve olacaklar. Biz de onların terfilerini iftiharla kutlayacağız inşallah” yanıtını verdi.

“MEHMETÇİK GİRDİ, O KAZDIKLARI ÇUKURLARA ONLARI GÖMDÜ” 

Çözüm Süreci’ne yönelik tartışmalar üzerine de Bakan Akar, “Çözüm Süreci’ne ‘ne gerek vardı’ diye karşı çıkanlar vardı. Hayır. Çözüm Süreci gerçekten bizim tarihimize not düşmek bakımından çok önemli olmuştur. Devlet bütün şefkatini, sabrını göstermiş, ‘Gelin, bu terörü bitirin hep beraber konuşalım, oturalım bu işi çözelim’ demiştir” ifadelerini kullandı.

Buna yanıt olarak terör örgütünün saldırılarıyla yüzlerce kişiyi katlettiğini belirten Bakan Akar, şunları kaydetti:

“Cevap bu oldu. Bunun üzerine ne oldu? Karşılık bu olunca, bu katliamlardan sonra 24 Temmuz’da çok büyük çaplı, o ana kadar tespit edilen terör hedeflerinin hepsi vuruldu. 48 saat boyunca vuruldu. Daha sonra İkiyaka Dağları’na çıkıldı. Orada ‘girilemez’ denilen yerlere girildi, ‘çıkılamaz’ denilen yerlere çıkıldı ve Mehmetçik oranın altını üstüne getirdi. Dağlarda başarılı olamayacağını anlayan teröristler şehirlere indiler. Oradaki teröristlerin ifadeleri var: ‘Biz çukurları kazdık, duvarları yaptık zannettik ki 3-5 kişi gelecek bu iş bitecek’. Oraya Mehmetçik girdi, o kazdıkları çukurlara onları gömdü.”

Komisyondaki görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bakan Akar, bir gazetecinin, Karabağ’daki ateşkesin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada yapacağı görevlere ilişkin Meclis tezkeresine gerek olup olmadığını sorması üzerine “Gerekebilir” yanıtını verdi.

Millî Savunma Bakanlığının bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi.

Paşinyan saklandığı delikten çıktı: Bildiriyi imzalamasaydım 20 bin kişilik orduyla kuşatılacaktık

Dünya

Habere Git

Ermenistan’da ortalık karışık! Halk Paşinyan’ın istifasını almadan durulmayacak

Dünya

Habere Git

Editör: TE Bilisim