İbrahim Seçkin Talaş / Özel Haber

Tüketim toplumu, hizmet ve üretin sektörünün geri plana itildiği, yalnızca üretilen malların tüketiminin gerçekleştiği, bireyciliğin ve popüler kültür özelliklerinin bariz bir şekilde insanı kuşattığı, kişinin kendi ürettiğine yabancılaştığı toplum tipi olarak biliniyor. İnsanın hızla tükettiği bir dönemde israfın ise önüne geçilememesi gelecek nesiller bir tehdit oluştururken, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ise yaşanan krizi derinleştirdi.

Salgın hastalık Kovid-19 ile dünya duraklama dönemine girerken, tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılarla ülkeler ihtiyaçlarını yeterince alamamakta zorlandı. Birtakım ülkeler ise ihtiyacının fazlasını stok yaparak süreçte bir diğer ülkeye fırsat vermeme gayesiyle hareket ediyor. Aynı durum, aşı dağıtımında yaşanan adaletsizlikle de adlandırılabilir.

GIDA KRİZİ DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR

Salgınla ortaya çıkan ekonomik zorlukların yanı sıra dünyada giderek artan gıda krizinin sonuçları ise her geçen gün daha da derin hissediliyor. Üretilen 4 milyar ton yiyeceğin 3’te 1’i israf olurken, bu oran açlıkla ilgili istatistiklerinde olumsuz bir şekilde artmasına neden oluyor. Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan raporlarda dünyada açlık çekenlerin sayısının 821 milyon kişiyi geçtiği ortaya konulurken, gıda meselesinde yaşanan sorunlar dünyayı tehdit eder hale geldi.

YILDA 14,5 MİLYAR DOLAR GIDA KAYBI

Yapılan araştırmalar, gıda kaybı ve israfın dünya genelinde değerinin 1,2 trilyon dolar olduğunu bildirirken, sadece Türkiye’de yılda 14,5 milyar dolarlık gıda çöpe gidiyor. Dünyada değeri 1,2 trilyon dolar olan israfla 1,6 milyar ton kadar gıda kaybına tekabül ediyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 34 milyon ton çöp toplandığı belirtilirken, bunun yüzde 48’inin organik atık olduğu ifade ediliyor.

İSRAFIN ÖNÜNE GEÇİLMESİ ZORUNLULUK

7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşacağı tahmin edilirken, nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için küresel gıda üretiminin de ulaşılacak tahmini nüfusa göre artması gerekiyor. Araştırmacılar, 2050 yılında 9,8 milyara ulaşacak dünya nüfusu için küresel gıda üretiminin de yüzde 60 oranında artması gerektiğinin altını çiziyor. Bu süre zarfında iklim değişikliğinin etkileri de göz önünde bulundurulursa, insanlığın israfa dayanan gıda kayıplarının önüne geçmesi gerekiyor.

Editör: TE Bilisim