Şehade İbrahim / Analiz-Yorum

Türkiye’nin Akdeniz’de geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Meis Adası’nın Güney ve Doğusu’nda sondaj faaliyetlerini sürdürmesi ve NAVTEX kararı almasının ardından Akdeniz’de sular ısınmıştı. Özellikle Yunanistan ve Mısır, Türkiye’nin kıta sahanlığından rahatsız olmuştu. Avrupa Birliği’ne sığınarak sorunlarına çözüm bulmaya çalışan Yunanistan için Avrupa devreye girse de Türkiye 12 Ekim’de yeniden Doğu Akdeniz’e gönderdiği sismik araştırma gemisi Oruç Reis ile ilgili yeni bir NAVTEX yayımlayarak geminin faaliyetlerini 27 Ekime kadar uzatmıştı.

TÜRKİYE DİK DURDU

Türkiye’nin ilerlemeci politikasın korkan Yunanistan, Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerine Türkiye’yi şikâyet ederek dayatmacı bir harita yayımlamıştı. Tüm sürece karşı dik duruş sergileyen Türkiye art arda yayınladığı NAVTEX ilanlarıyla bölgede varlığını sürdürme konusunda ısrarcı oldu. Yunanistan, Avrupa’dan istediği desteği bulamayınca Mısır ile ilişkinlerini geliştirmeye başladı.

YUNANİSTAN İLE MISIR ANLAŞMA İMZALADI

Mısır ile Yunanistan, 6 Ağustos 2020 tarihinde Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını ihlal eden bir antlaşma imzaladı. Bu anlaşma Türkiye’nin Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı antlaşmanın alanlarıyla çelişti ve gerilime Mısır da dâhil oldu. Ankara, Girit Adası ve Rodos Adası kıta sahanlıklarının kısmen kullanılması şartıyla Mısır’ın kıta sahanlığı ile dikey bir koridor oluşturulmasını öngören bu anlaşma, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ihlal etmekte. Anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için her iki ülkenin parlamentosunun onaylaması ve ilgili koordinatların Birleşmiş Milletlere sunulması gerekiyor. Bu antlaşma BM’de yayımlansa da Mısır’ın Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı duyması Türkiye ile yapılabilecek bir anlaşma için açık kapı bırakıyor.

MISIR TÜRKİYE İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı faaliyetlerini uluslararası alanda da meşru kılabilmesi için Yunanistan’ı devre dışı bırakarak Mısır ile bir anlaşma yapmak istiyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkalian ile düzenlediği basın toplantısında bir soru sorulması üzerine, “Doğu Akdeniz’de en uzun karası ve kıyıları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları konusunu Mısır’la müzakere edebiliriz, kendi aramızda da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz” ifadesini kullandı.

Bu açıklama Yunanistan’ı yeniden endişelendirirken Mısır için de Doğu Akdeniz’de daha güçlü bir müttefik şansı doğuruyor. Türkiye ile Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde herhangi bir ön koşul öne sürülmemesi de ilişkilerde yapıcı bir biçimde yol alınabileceğini kanıtlar nitelikte. Diplomatik temasların artırılması ve işbirliğine gidilmesi Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin de elini güçlendirecek. Ayrıca bulunan doğal gaz rezervleri bakımından zengin olan bölgelerde çalışmalarını sürdüren Türkiye kıta sahanlığını genişleterek enerji alanında dışa bağımlı bitirecek.

Editör: TE Bilisim