Bugün hak ve adalet duygusundan uzak modern dünyanın açlık, sefalet, kan ve gözyaşı coğrafyasına çevirdiği topraklarda yaşayan milyonlarca kul, bir kurtuluş reçetesi bekliyor.

Gündelik hayatın rutine boğulduğu yerlerde ise konfor, haz ve gösteriş çılgınlığının esir aldığı insanlar, manevi değerlerin erozyonunda kaybolup gidiyor.

İslam olma şuuruyla dünyanın imdadına yetişmek sorumluluğundaki Müslümanların kendinden başlayarak dünyanın bu köhnemiş gidişatına “dur” ihtarı çekmesi gerekiyor.

Üç ayların rahmet ve bereket ikliminde, inananlar sayesinde büyüyecek olan bu ihtar, dünyayı kuşatarak arınma kapısını aralayabilir.

Kadim kaynaklara göre insanlığı, ruh ve beden planında yeniden inşa edecek biricik vasıta olan kitabımız Kur’an-ı Kerim, Şaban ayının tam ortasına denk düşen ve dün gece idrak edilen Berat Gecesi’nde yeryüzüne indi.

Dün gece af ve mağfiret kapıları sonuna kadar açıldı.

Eller yağan sonsuz rahmetten istifade edebilmek için semaya kalktı.

Rahmet yağmurları manevi bereket mevsiminde yeryüzüne inmeye devam edecek.

Şimdi ellerimizi indirmeden gönül heybelerimizi doldurma vakti…

“Yok mu benden af dileyen aff edeyim.”
“Yok mu benden rızık isteyen rızıklandırayım.”
“Yok mu sıkıntıya düşen afiyet vereyim.” (İbn Mace)

-

Editör: TE Bilisim