Adını sık sık duyduğumuz fakat hakkında yeterli bilgimizin olmadığı Darülfünun nedir, ne zaman kurulmuştur gibi sorular sıkça araştırılmaya başlanınca detayları sizler için araştırdık. Tarihe meraklı birçok kişi tarafından sorgulanan ve araştırılan konular arasında yer almaya başladı. Anlamı üniversite demek olan darülfünunun tarihçesi merak ediliyor.Kökeni Arapça bir sözcük olan Darülfünun, üniversite anlamında kullanılan, önceden fen okulları dediğimiz üniversiteler hakkında bizlere bilgi vermektedir

DARÜLFÜNUN NEDİR, NE DEMEK?

Darülfünun, (Fen okulu, ilim okulu) Arapça dar ve fünun sözcüklerinden türetilmiş, "üniversite" anlamında kullanılan bir sözcüktür. Aynı zamanda 1900 yılında Avrupa üniversiteleri tarzında kurulan Darülfünun-ı Şahane veya İstanbul Darülfünunu ifade eder. Bu kurum 1933 reformuyla İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.

1933 ÜNİVERSİTE REFORMU NEDİR KISACA!

Cumhuriyetin 10. yılında yapılan üniversite reformu, ülkemizin bilim, eğitim ve kültür tarihinde önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Bu reformun tarihsel anlamı üzerine önemli araştırmalar ve değerlendirmeler yapılmış olmakla birlikte konu hakkındaki tartışmalar günümüzde de sürüyor.

31 Temmuz 1933 tarihinde İstanbul Darülfünunu kapatıldı ve 1 Ağustos 1933 tarihinde İstanbul Üniversitesi kuruldu. Kesintisiz kuruluşu 1900 yılında olan Darülfünun, son yıllarında bile bir üniversiteden ziyade yüksek mesleki eğitim kurumu niteliğini taşıyordu. Reform öncesi yıllarda Darülfünun’un gerçek bir üniversiteye dönüştürülmesi yönünde kendi içinde de tartışmalar başlamış ve bir reformun gerekliliği ortaya konulmuştu.

Gerçekten de Darülfünun’da eğitim düzeyi düşüktü, uluslararası bilimsel gelişmelerden uzaktı ve en önemlisi de bilimsel araştırma zihniyeti ve kurumları yerleşmemişti. Kişisel olarak bilimsel araştırma yapanlar vardı. Kerim Erim (matematik), Mehmet Nadir (matematik), Ali Vehbi (zooloji), Ömer Şevket (organik kimya), araştırmacılar arasında hemen akla gelen ilk isimlerdendir. Ama kurumsal ve sistematik bir araştırma düşüncesi ve zorunluluğu yoktu. Darülfünun’da kapanışına kadar herhangi bir bilim dalında doktora derecesi verilmedi. O yıllarda doktora derecesi almak isteyenler yurtdışına gidiyordu.

Ayrıca reform sırasında Hükümet’in bu ağır müdahelesi, üniversite özerkliği kavramı ve olgusunun da büyük bir darbe almasına yol açtı ve bunun etkileri günümüze kadar yansıdı. Reform sırasında görevlendirilecek kadroların liyakatı konusunda çok titiz davranılması ve üniversitenin inisiyatifine en az düzeyde karışılması gerekirdi.

1933 üniversite reformu, bir yanıyla modern bir üniversitenin kurulması sürecinin en önemli aşamalarından birini oluşturur. Ancak bu girişim sırasında yapılan ve sonuçları günümüze kadar yansıyan haksızlıklar ve hatalar da, ülkemizde gerçek anlamda modern üniversitenin gelişimini geciktiren, engelleyen etkenler olarak görünmektedir.

Editör: TE Bilisim