AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, HaberTürk televizyonunda katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Son dönemde AK Parti'nin ekonomi yönetiminde sorunların olup olmadığı sorulan Canikli, ekonomide birinci hedefin üretilen mal ve hizmetlerin artırılması, ikinci hedefin de bu mal ve hizmetlerin daha adil dağıtımının sağlanması olduğunu belirtti.

Bu açıdan bakıldığında 2020 yılı da dahil olmak üzere salgının en ağır şartlarda bütün ekonomileri vurduğu dönemde dahi Türkiye ekonomisinin yüzde 1,8 büyüdüğünü ifade eden Canikli, 2019 ve 2018'de de yüksek büyüme gerçekleştirildiğini söyledi.

" 128 MİLYAR DOLAR" TARTIŞMALARI

Canikli Türkiye'nin 2019'da 11 milyar dolar 2020'de ise 25 milyar dolar olmak üzere 36 milyar dolar altın ithalatı yaptığını belirterek, "Bu altın nereye gitmiş? Küçük bir bölümü bankalara yani kurumlara, onun dışındaki önemli bir kesimi de vatandaş tarafından satın alınmış. Yani hane halkı tarafından satın alınmış. İşte bu cumhuriyet altını ya da farklı formatlarda satın alınmış ve vatandaşın elinde. 75 milyar dolar bankada, 36 milyar dolar hane halkının elinde." diye konuştu.

Canikli, 2018 ve 2019 yıllarında özel sektörün dış borcunun 43 milyar dolar azaldığını söyledi.

"ÖZÜR BEKLİYORUZ"

Yabancı yatırımcının 2019 ve 2020'de 12 milyar dolar çıkış yaptığını belirten Canikli, "Yani Londra'daki tefeciler ya da başka birine bir peşkeş bir aktarım söz konusu değildir. Bu insanlar 12 milyar dolar götürmüşlerse getirdikleri rakam en az 18 milyar dolardır, 20 milyar dolardır." dedi.

Bu farkın paranın geldiği dönemdeki kur ile paranın çıkış yaptığı dönemdeki kur farkından kaynaklandığını anlatan Canikli, "Dolayısıyla bir buharlaşma yoktur, bugün artık bunu herkes kabul ediyor zaten. Nereye gittiği bellidir. Yani 'o paraları iç ettiniz, suiistimale konu ettiniz, peşkeş çektiniz, birilerini aktardınız, arka kapılardan çıkardınız, yurt dışına transfer ettiniz' gibi gerçekten akılla, mantıkla izah edilmesi mümkün olmayan iddialarda bulundular. Önce bütün bu açıklamalardan sonra bu iddialarda bulunanlardan bir özür bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Bunu sadece kendilerinin söylemediğini, muhalefete mensup ekonomiyle ilgili herkesin söylediğini dile getiren Canikli, "Sayın Kesici'nin, bir televizyon programında, Halk TV'deydi, orada da çok net bir şekilde hiçbir şekilde buharlaşmanın söz konusu olamayacağı, Merkez Bankası'nın bu kaynakların nereye gittiği hepsi bellidir, hatta 'ben o konuda fazla konuşmayım' dedi ifadesi aynen böyle. Yani kamuya mal olduğu için bu ismi veriyorum çünkü yayınlandı herkesin malumu. 'Ben konuşmayayım, konuşursam partimizin bu konudaki oluşturmaya çalıştığı algı bozulur' dedi, aynen cümle bu. Dolayısıyla bu kadar hakaret ve iftiradan, bu kadar yalandan sonra bunu ortaya atanlardan bir özür bekliyoruz." diye konuştu.

TCMB DÖVİZ İLİŞKİLERİ

Merkez Bankası'nın döviz piyasasıyla ilişkilerini 3 yöntemle düzenlediğini söyleyen Canikli, bunların ilkinin doğrudan alış ya da satış yapma, ikinci yöntemin döviz alım ihalesi ya da döviz satım ihalesi yapma, üçüncü yöntemin ise ticari bankalar üzerinden doğrudan piyasa alıcısı ya da piyasa satıcısı gibi piyasa oyuncusu gibi davranma olduğunu söyledi.

Canikli, üçüncü yöntemin olağanüstü bir yöntem olmadığını, gelişmiş merkez bankaları da dahil olmak üzere hepsinin yıllardan beri bu modeli kullandığını dile getirdi.

Sistemin birilerine özel, düşük fiyattan döviz satmaya müsait olup olmadığının sorulması üzerine Canikli, "Öyle bir şey söz konusu değil." karşılığını verdi.

KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

Canikli, "Kişiler, dolar alanlar, almak ya da satmak isteyenler bunu bankalar üzerinden yapıyor. Yani oradaki işlemlerde bankalardan dolar talebinde bulunan ya da bankalara dolar satanlar gözükmüyor sadece bankalar gözüküyor. Yani oyun kurucu olanlar, yani o piyasaya girip mal alıp, dolar alıp ve satma yetkisi olanlar gözüküyor." dedi.

Modelin özelliğinin böyle olduğuna ve bu bilginin gizli kalması gerektiğine işaret eden Canikli, "Başta Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefete mensup arkadaşların talep ettiği ise bankalardan döviz alanların kimliklerinin açıklaması, ne kadar döviz aldıklarının, bu ikisi farklı bir şey, onu ayıralım. Bu rakam aslında Merkez Bankası bilançosunu dikkatle incelediğiniz zaman bunu takip edebiliyorsunuz, global rakam olarak görüyorsunuz. Rezervlerdeki değişimden Merkez Bankası'nın 2019 ve 2020 yıllarında bu amaçla ne kadar piyasaya döviz verdiğini, bu yolla yani kamu bankası vasıtasıyla, ticari banka vasıtasıyla daha doğrusu verdiğini izleyebilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında gizli bir bilgi değil, her gün yayınlanıyor bu rakamlar." değerlendirmesini yaptı.

Editör: TE Bilisim