İHH Kurban ekibinin 2008 yılında Zimbabve Mudzengerere’de gerçekleştirdiği Kurban dağıtım programı oldukça ilginç bir hikâyeye vesile oldu. Bölge halkı İHH ekibine teşekkür mektubu yazdı.

İHH Kurban ekibi 2008 yılında kurban çalışmaları için Zimbabve’nin Mudzengerere bölgesine gitti. Gittiği köyde öncesinde köyün hayvanlarını satın alan ekip, birkaç gün sonra aynı hayvanları Kurban Bayramı sabahında köyün meydanına getirdi ve besmele eşliğinde hayvanları keserek satın aldıkları köylülere dağıttı.

“BUNU SİZE YAPTIRAN NEDİR?”

Bunu gören köylüler İHH ekibine “Birkaç gün önce para ödeyerek satın aldığınız hayvanlarımızı, bugün keserek etlerini ücretsiz bir şekilde yine bize dağıtıyorsunuz, bunu size yaptıran şey nedir?” diye sordu.

“SİZE BUNU YAPTIRAN HAK DİN OLMALI”

İHH ekibi tercüman eşliğinde İslam’ın gereklerini anlatınca köyün yerlileri oldukça etkilendi ve kabile reisi “Sizi kilometrelerce öteden getiren ve bunu yaptıran bu din hak din olmalı” dedi.

SEVİNCİNİ GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI

Bütün köy halkı kabile reisi önceliğinde Müslüman olurken yaşlı bir kadın “Elhamdülillah” diyerek sevincini paylaştı. Herkesin şaşırdığı Hatice nine, Müslüman olduğunu, kabilesinin baskısından çekindiği için uzun süredir inancını paylaşamadığını anlattı. Hatice nine kabilesinin kendi iradesiyle İslamiyet’i seçmesi karşısında gözyaşlarını tutamayarak sevincini paylaştı.

ZİMBABWE MÜSLÜMANLARINDAN MEKTUP VAR

2008 yılından bu yana İHH ekibiyle gönül bağlarını koparmayan Zimbabveli Müslümanlar geçtiğimiz pazar İHH ekibine bir mektup yazdı. Türkiye’deki tüm Müslümanların Ramazan ayını kutlayan Zımbabveli Müslüman Şeyh Mustafa Kaısı, sözlerine Allah’ın selamı ile başlayarak 2008 yılındaki Kurban programını hiç unutmadıklarını şu sözleriyle kaydetti:

“Allah’ın nimeti ve rehberliğiyle beraber sizin çabanız sayesinde bugün bizler Müslümanız. 2008 yılında burayı ziyaret ederek Kurban programı gerçekleştiren kardeşlerimizi (Allah’ın rahmeti ve bereketi onların üzerine olsun) hiç unutmuyoruz. Böylece 2008 yılında bir tane bile Müslümanın olmadığı Mudzengerere bölgesinde sayenizde İslamiyet yeşerdi. Allah hepinizden razı olsun. Allah bütün dualarınızı kabul etsin.”

İHH EKİBİ MESCİDLERİNİ ONARDI

Mektubunu bütün köy halkı adına yazan Mustafa, İHH’nın gerçekleştirdiği iftar programlarına teşekkür ederek “Mudzengerere Müslümanları bizimle yaptığınız iftar programları için sizlere minnettar. Sağanak yağmurda zarar gören mescidimizi onardığınız için de ayrıca teşekkür ediyoruz. Öncesindeki emekleriniz için de Allah sizden razı olsun.” dedi.

İHH ekibindeki kardeşlerine her zaman dua ettiklerini söyleyen Şeyh Mustafa, mektubunda sözlerine şöyle son verdi:

“Umuyoruz ki özellikle koronavirüs salgınında sizler Allah’ın gölgesinde ve korumasında olarak sağlıklısınızdır. Allah son nefesinize kadar bu din için çalışmayı sizlere nasip etsin ve sizleri korusun. Selam ile kalın.”

MEKTUBU REŞAT BAŞER ALDI

İHH Genel Başkan Yardımcısı Reşat Başer, Mudzengerere bölgesine ziyaretteyken köyün ileri geleni yazdığı mektubu ona verdi. Yıllar öncesinde yaşanan olayın bugün hamdını yerine getirdiğini söyleyen Reşat Başer tanık olduğu anları şöyle dile getirdi:

“Bugün güzel bir mescidin bahçesinde yıllar öncesinde yaşanan bu olayın duasını ediyoruz. Köyün önde geleni hep beraber dua ederken, elimize bir mektup uzatıyor. Yüreklerinden süzülen temiz duyguları söze değil kalıcı olması için kâğıda dökmüşler. Kutlu emaneti teslim alıyoruz. Gözlerimiz, bu hikâyenin kahramanı Hatice ninemizi arıyor! Yanımıza yaklaşan dede, eşi olduğunu söylüyor. Yaşlı olduğundan gelemediğini söyleyince o gelemediyse biz ayağına gidelim diyoruz. Önce, Şehirden aldığımız meyve fidanlarını köyün camisinin en güzel yerine dikelim diyerek, hep beraber fidanları toprakla buluşturuyoruz. Kısa bir yolculukla ninemizi ziyaret etmeyi umarken sağlık sorunları büyüyen ninenin sağlık ocağına gittiğini öğreniyoruz. Küçük hediyelerimizi takdim ederek yeniden yol koyuluyoruz. İstikametimiz Chiutsa köy camisi, fidanlardan bir kaçını da bu güzel mekânın bahçesinde toprakla buluşturacağız. Bu köyün hikâyesi de var! 3 farklı kabile de; caminin olduğu alanda İslam ile müşerref olmuşlar. İbadet etmeleri için inşa edilen cami de aynı safta namaza duruyorlar. Kendi nesillerine en güzel mirası bırakıyorlar. Bizim de nasibimize toprağa verilen küçük fidanlardan meyve verecek yeni nesillere bir gayret olsun.”

Editör: TE Bilisim