Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ramazan ayında Kudüs’te kaos çıkaran haydut devlet İsrail’e tepkisi büyük yankı uyandırdı. İslam ülkelerinin cılız tepkilerine inat Erdoğan’ın, terör devleti İsrail’i açıkça ayağını denk almaya davet etmesi zulüm karşısında dik bir duruş bekleyen milyonların yüreğine su serpti.
Günlerdir kutsal belde Kudüs’te kan döken İsrail, dünyanın gözünün içine baka baka her geçen gün işgalini derinleştiriyor. İşgalciler, Müslümanların sinir uçlarıyla oynayan sistematik saldırılarını Ramazan ayında yoğunlaştırırken günlerdir tek amacı Aksa’da namaz kılmak olan sivillerin üzerine bomba yağdırıyor. Bölgede yaşanan insanlık dışı manzara karşısında tepkiler cılız kalırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e açıkça rest çekmesi İslam aleminde büyük takdir topladı.
SALDIRILAR DERHAL DURDURULSUN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsral'in Mescid-i Aksa saldırısına ilişkin başta BM olmak üzere uluslararası topluma seslenerek “Mescid-i Aksa'ya ve Müslümanlara yönelik alçak saldırıların derhal durdurulmasını istiyoruz. İlk andan itibaren 300'e yakın yaralı var.
Filistinlileri evlerinden etmeyi eylemlere yönelik her türlü baskıların sona erdirilmesini bekliyoruz. Aksi takdirde zalimleri hak ettikleri akıbete düçar eylemek için her türlü gayreti gösterecek, her türlü çabayı ortaya koyacağız” notasını vermişti.
Bölgede yaşanan zulümlere karşı herkesi tepki göstermeye davet eden Erdoğan “Üç dinin kutsallarını barındıran Kudüs'ü vicdansız, ahlaksız, hukuksuz, saygısız saldırılarıyla kirleten zalimlere karşı çıkmak insanım diyen her bireyin vazifesidir.
İsrail devletin saldırılarına sessiz kalarak veya kayda değer tavır koymayanlar dolaylı olarak ortaktır. Burada tüm dünyayı Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılara karşı etkili şekilde davet etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.
AB BİZE MUHTAÇ
9 Mayıs Avrupa günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan “AB'nin güçlü bir küresel aktör olmasının önündeki en büyük engel stratejik sabır ve vizyon eksikliğidir. Tarihi, coğrafi ve beşeri bakımdan Avrupa'nın bir parçası olan Türkiye, Birliğin karşılaştığı sorunların çözümü ve etkinliğinin artırılması hususunda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Ülkemizin katkısı olmadan Birliğin güçlü şekilde varlığını devam ettiremeyeceği aşikardır." değerlendirmesinde bulundu.
