Dzaferovic,  Türkiye-Bosna Hersek ilişkilerini, bölgesel iş birliği ve eski Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko’nun soykırım inkarının cezalandırılmasına yönelik çıkardığı yasanın ülkedeki yansımaları hakkında açıklamalarda bulundu. Türkiye ile revize edilen serbest ticaret anlaşması ile Bosna Hersek’in büyük ayrıcalık kazandığını ifade eden Dzaferovic, “Türkiye, hiçbir ülkeye vermediği ayrıcalığı bize verdi. Bunu iyi kullanmalıyız. Hedefimiz Türkiye ile dış ticaret hacmini 1 milyar dolara yükseltmek. Bu imkansız bir hedef değil.” dedi.

“ORTAK PAZARA İHTİYACIMIZ VAR”

Dzaferovic, mevcut dış ticaret hacminin 700 ila 750 milyon dolar seviyesinde olduğunu anımsatarak, “Türkiye ile ekonomik iş birliği yoğun bir şekilde devam edecek. Bunda revize edilen serbest ticaret anlaşmasının payı büyük.” diye konuştu. Batı Balkanlar’da bölgesel iş birliğinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Dzaferovic, “Ortak bir pazara ihtiyacımız var. Daha az bariyerler inşa etmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Dzaferovic, bölge ülkeleri Sırbistan, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’nın “Mini Schengen” olarak bilinen bölgesel girişimi “Açık Balkan” (Open Balkan) olarak adlandırmasına ilişkin şunları söyledi: “Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da geçen yılın kasım ayında tüm bölge ülkeleri bir anlaşma imzaladık. Bunu uygulamaya koymalıyız. Bugünlerde Açık Balkan gibi girişimler yapılıyor. Bu aslında tüm ülkelerin Sofya’da kabul ettiğinin aynısı. Şimdi hepimiz neden bu üç ülkenin yeni bir girişim oluşturmaya çalıştığını soruyoruz.” ifadelerini kullandı.

“DAYTON AÇIK BÜFE DEĞİL”

Inzko’nun, “soykırım inkarının cezalandırılmasına yönelik yasa” çıkarmasına karşılık 26 Temmuz’dan bu yana görevlerini boykot eden Sırp yetkililerin tutumunu değerlendiren Dzaferovic, “Sırp yetkililer tarafından yapılan boykot her türlü kararı bloke ediyor. Mevcut Yüksek Temsilci’nin (Christian Schmidt) bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu. Dzaferovic, Bosna Hersek kurumlarının sağlıklı işlemesinin 1992- 1995’te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması’nın maddelerinde de yer aldığını anımsatarak, “Dayton Barış Antlaşması açık büfe değil. Beğendiğiniz maddelerini alıp beğenmediklerinizi bir kenara bırakamazsınız. Görevlerini boykot edenler amaçlarına ulaşamayacaklardır. Sadece kendilerine zarar verebilirler.” diye konuştu.

AZALIYORLAR

Dzaferovic, “Inzko’nun çıkardığı soykırım inkarının cezalandırılmasına yönelik yasanın hem önleyici hem de baskıcı tarafları var. Yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana soykırımı inkar edenlerin sayısı azaldı. Soykırımı inkar edenler ise Bosna Hersek’in ilgili kurumlarınca cezalandırılacak.” dedi.

Dzaferovic, Bosna Hersek’in iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nde (RS), soykırım inkarının cezalandırılmasına yönelik yasaya karşılık çıkartılan kanuni düzenlemenin ise anayasaya karşı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Sırp nüfusun yoğun olduğu RS entitesine hakaret ve bu entiteyi soykırım üzerine kurulmuş bir yapı olarak nitelendirmek suç sayılacak. Bunun Bosna Hersek Anayasa Mahkemesince kabul edileceğini düşünmüyorum. Ayrıca bu düzenleme uluslararası mahkemelerin kararını bir tarafa atıp yalan söylemek anlamına gelmektedir.”

Editör: TE Bilisim