Dr. Abdullah Uçar / Analiz

Bu yazıda “varyant nedir, mutasyon nedir, virüsler neden mutasyon geçirir, varyantlar bulaş hızını artırır mı, aşılara ve tedavilere karşı direnç oluşturur mu, uyguladığımız testler varyantları tespit edebilir mi, varyantlarla baş etmenin yolları neler olabilir, varyantların olduğu bir ortamda pandemi nasıl sonlanabilir?” gibi pek çok soru için güncel bilimsel literatürü tarayarak cevaplar aradık.

BİR VARYANTIN DOĞUŞU

Öncelikle varyantın ve mutasyonun ne olduğunu, nasıl ve neden oluştuğunu daha iyi anlamak için virüse yakından bakmak, virüsün genetik kodunda bir seyahate çıkmak gerekiyor. Bakteriler, mantarlar ve parazitler, virüslere göre daha gelişmiş yaşam formları ve insan hücrelerine gerek duymadan üreme kabiliyetine sahipler. Fakat virüsler, kendilerini kopyalayarak üremek ve çoğalmak için kendi genetik kodlarını kopyalayabilecek donanıma sahip olmadıklarından insan bedenine girer girmez ilk iş olarak taç şeklinde yüzeylerini saran proteinlerle (Spike protein) hücrelerimize tutunuyorlar. Bu tutunma işlemi kolay olmuyor, bu sırada hücrelere tutunamayan pek çok virüs bağışıklık sistemimiz tarafından yok ediliyor.

Tutunmayı başaran virüsler, hücre zarını eriterek kendi genetik kodlarını bizim hücrelerimizin içine bırakıyorlar. Hücre içine giren genetik kodu kendi kodu sanan hücremiz, hemen kodu okuyarak gereken proteinleri sentezliyor. Ayrıca virüsün genetik kodu da kopyalanıyor. Üretilen yeni parçalar ve adeta fotokopisi çekilen yeni kodlar bir araya geliyor ve hücremizin içinde pek çok sayıda virüs üretilmiş/kopyalanmış oluyor.

1571 TÜR KORONAVİRÜS VAR

Dünyada gelişmiş ülkeler sürekli olarak Kovid-19 hastalarından numuneler alarak virüslerin genetik kodlarını inceliyor ve mutasyonların gelişimini izliyor. Pek çok farklı ülkede yapılan incelemelerin sonuçları Tüm İnfl uenza Verilerinin Paylaşımı Küresel İnisiyatifi (GISAID), Pango ve Nextstrain adlı kuruluşların veri tabanlarında toplanıyor ve tüm dünyaya sunuluyor. Şu ana kadar tespit edilen varyant türü sayısı Pango veri tabanında bin 571. Yani dünya üzerinde dolaşan bin 571 farklı alt türde koronavirüs var. Bu türlerin listesini ve hangi alt türün hangi üst türden oluştuğunu "https://cov-lineages.org/" web sitesinden izlemek mümkün.

Pandeminin başından itibaren üretilen tedavi metotları, test yöntemleri, aşılar bu türlerin büyük çoğunluğu için hala etkili ve bu alt türlerin çoğu fazladan bir tehdit oluşturmuyor. Ancak birkaç alt türde oluşan bazı mutasyonlar virüsün yüzey proteinini öyle değiştirdi ki bu alt türler insan hücrelerine daha iyi tutunabilir hale geldi. Hatta bu alt türlerden bazıları bazı tedavi metotlarımıza da dirençli. Bu sebeple her ülkenin kendi “genomiksürveyans” (virüs genom izlemi) sistemini kurması, kendi ülkesinde meydana gelen mutasyonları ve yeni varyantları tespit ederek elindeki verileri hızlı ve şeff af olarak Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirmesi gerekiyor. Genomiksürveyans, askeriyedeki hudut gözlemcilerinin yaptığı işe tekabül ediyor. Böylece erken tespit edilen varyantlar için yeni aşı geliştirilmesi ve hızlı tedbir alınması imkanı devreye giriyor.

Virüsün bulaş hızı yüzde 50 arttı

Bir varyantı hapse atılmış ve sürekli oradan kaçma planı yapan bir mahkum gibi düşünebiliriz. Bu hapishanenin duvarları ve parmaklıkları ise tanı tedavi metotları ve aşıları temsil ediyor. Virüsün çoğalmak ve üremek için kendini kopyalama işlemi bu hapisten kaçma hamlesini temsil ediyor. Milyarlarca insanın bedeninde katrilyonlarca kez kopyalanan virüs neticede sürekli yaşamla bağdaşan mutasyonlar kazanıyor. Yaşanan her mutasyon varyanta duvarlardan atlayabilecek, parmaklıklardan kaçabilecek kabiliyetler kazandırıyor. Örneğin, N501Y mutasyonu taşıyan varyantların bulaş hızı, ilk virüs türünden yüzde 50 daha fazla. Beta varyantı orijinal virüsten bir buçuk kat, Delta varyantı ise iki kat daha bulaşıcı. Delta varyantı tam aşılı kişileri de enfekte edebiliyor, üstelik aşılı kişilerin de virüsü yaymasına sebep olabiliyor. İskoçya’daki bir çalışmaya göre Delta varyantı, aşısız kişilerde aşılılara göre iki kat daha fazla hastane yatışına sebep oluyor. Alfa varyantı, orijinal virüse göre daha az semptom oluştururken delta virüsünün daha fazla semptom oluşturduğu ve hastalık şiddetini artırdığı tahmin ediliyor.

Varyant oluşum sıklığı düşük

Esasen bizler varyantlara pandemi öncesinde de maruz kalıyorduk. Örneğin, grip virüsünü aldığımızda vücudumuz ona karşı bağışıklık geliştirse de virüsün hızla yeni varyantlar oluşturması sebebiyle her sene hatta yıl içinde birkaç kez tekrar grip olabiliyorduk. Bu durum, grip virüsünün de sürekli varyant oluşturmasından kaynaklanıyor. Pandemi için verilebilecek güzel haber şu ki koronavirüsler, grip virüsleri kadar hızlı varyant oluşturmuyor. Bu durum, pandemiyle mücadele edebilmek için bilim insanlarına ve yöneticilere çok büyük bir imkân sağlıyor.

Aşılar bulaş hızını yavaşlatıyor

Varyantlarla ilgili en çok endişe edilen durum ise yeni varyantların oluşumu ile aşıların etkisiz hale gelmesi. Yapılan çalışmalar, özellikle delta virüsüne karşı aşıların bulaşı azaltma etkililiğinin azaldığını gösteriyor. Bunun yanı sıra iki güzel haber var: İlki, bazı varyantlara karşı aşıların etkililik oranları orijinal virüse karşı daha düşük ancak aşılar tüm varyantlara karşı hastane yatışı ve ölümü önleme açısından hala etkili. İkinci iyi haber ise büyük emeklerle geliştirilen mRNA aşı teknolojisi sayesinde yeni varyantlara karşı yeni aşı üretmek için birkaç aylık çalışma yetiyor, her yıl yenilenen grip aşılarının aksine tüm aşı geliştirme süreçlerinin tekrar edilmesi gerekmiyor.Yapılan testlerin yeni varyantları tespit edip edemediği de yoğun şekilde araştırılan bir konu. Bu konudaki güzel haber, testlerin tüm varyantlara karşı hala etkili olduğu yönünde. Yapılan testlerin kapsam alanını aşabilen bir varyant hala yok. Ancak testler yakaladığı virüsün hangi varyant olduğunu henüz belirleyemiyor, bunun için özel analizler gerekiyor.

Editör: TE Bilisim