TV'lerdeki Televole tehlikesini savuştursak ta medyadaki yayın kalitesizliği had safhada. Toplumumuzun en küçük parçası aileye uyan yayınlar parmakla gösterecek kadar az sayıda. 1990'larda ortaya çıkan Televole furyasının insanımızı ne kadar yozlaştırdığı konusunda farklı düşünen yok. Ancak o dönemdeki mantık, 'nasıl olsa halk bunu seyrediyor' şeklinde cereyan ederken, günümüzde de medya yayınlarının aynı kulvarda seyrettiğini söylememiz mümkün. Belki Televole tehlikesini savuşturduk ama, tehlikenin büyüğü bu kez farklı şekilllerde cereyan ediyor. Aile, çoğu TV yayınlarından ne bir şeyler öğrenebiliyor, ne de bir ders çıkarabiliyor. Diriliş Postası Yazarı Orhan Pekçetin, teknolojinin insanlığa büyük bir hizmeti olan medya yayınlarının tehlikesine parmak basarak 'Kimi, neyi seyrediyor, kimi, neyi izliyoruz' diye sordu. 

SEYRETTİĞİMİZİ İZLEYEBİLMEMİZ İÇİN, İZLEYEBİLECİĞİMİZİ SEYRETMEMİZ GEREKİYOR!

Kişi neyi seyrediyorsa, neyi dinliyorsa onu izler, onun peşinden gider. Çünkü göz, onu/seyrettiğini gördüğü için gönül de gözün seyrettiğine/gördüğüne meyleder. Seyrettiğimizi izleyebilmemiz için izleyebileceğimizi seyretmemiz gerekiyor.

DİRİLİŞ POSTASI YAZARI ORHAN PEKÇETİN'İN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Editör: TE Bilisim