Medeniyet Tasavvuru Okulu Öncü Kuşak seferleri kapsamında Anadolu’yu karış karış dolaşan gençlerle bir araya gelen, onlarla sohbet eden Yusuf Kaplan şunları kaydetti “Medeniyetler, ruhlarını hayata geçiren omurgaları güçlü olduğu zaman insanlığa umut vadedebilir ve ufuk sunabilirler. Bir medeniyetin omurgası, mensuplarına kazandırdığı ruhun yaşayan ve yaşatan canlı meyvesidir. Ruhsuz beden ölüdür, cansızdır. Bu ruhu daha bir kökleştirmek ve tatmak üzere Anadolu seferlerine çıkmaya başladık” açıklamasında bulundu.

"HER ŞEHİRDE BİR DARENDE İNŞA EDİLMELİ"

Darende’de mola veren Yusuf Kaplan sözlerine şu şekilde devam etti:

“Darende, açıkçası dünyadan tecrit edilmiş bir yer. Asıl dünya burası aslında. Asıl yaşanması gereken, nefes alınması gereken, havayla, suyla, tabiatla, ilahi olanla irtibatını en iyi şekilde kuracağı huzuru bulabileceği kendine gelebileceği yer burası. Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Hazretleri Türkiye’nin manevi köşe taşlarından bir tanesidir.

Her şehirde bir Darende inşa edilmeli. Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. Tasavvufi bir merkez olduğu için dünyanın farklı ülkelerinde benzeşimlerini görüyoruz. Balkanlara gittiğinizde Osmanlı’nın mirasını orada görebilirsiniz. Darende ve Bosna Hersek her bakımdan kardeştir, ikiz şehirdir. Darende küçüktür ama dünyası daha büyüktür” dedi.

(darendehaber.com)

Editör: TE Bilisim