İşgal altındaki Filistin’de yaşanan İsrail ihlallerini belgeleyip dünyaya duyuran insan hakları kuruluşlarının sözde terör listesine dahil eden İsrail yönetimi, işgal altındaki Kudüs’te bulunan Yusufiye Mezarlığı’nın bir kısmını parka dönüştürmek için çalışmalara başladı. İsrail yönetimine hizmet veren bir taşeron firmanın çalışanları sabah saatlerinde İsrail polisi korumasında iş makineleriyle Kudüs’ün Eski Şehir bölgesindeki Mescid-i Aksa’nın doğu surlarının dibinde bulunan Müslüman Yusufiye Mezarlığı’na geldi.
POLİS KORUMAYA ALDI
Ekipler daha önceki kazılarda Müslümanlara ait olduğu ifade edilen ve kemiklerin ortaya çıktığı alanda yeniden çalışma başlattı. Polis eşliğindeki firma çalışanları mezarlığın bir kısmının etrafını demir korkuluklarla kapatmaya başladı. Bu sırada çalışmalara tepki gösteren Filistinliler, polis tarafından alandan çıkarıldı.
İLK YIKIM DEĞİL!
İsrail’e bağlı ekipler 10 Ekim’de Mescid-i Aksa’nın surlarının dibindeki Müslüman mezarlarını tahrip etmişti. İsrail 2017’de ise Kudüs’ün en büyük Müslüman mezarlığı olan Memunullah Mezarlığı tamamen yıkmıştı. Mezarlığın büyük kısmı park haline getiren Siyonist rejim söz konusu alanın bir kısmına otel yapmış ve bir de müze inşa etmişti. İsrail rejimi, müzenin adını ise “Hoşgörü Müzesi’ koymuştu.
Öte yandan İsrail, işgal altındaki Kudüs’te Batı Şeria’da yer alan yerleşim birimlerine bin 355 sözde yeni konut için ihale açılacağını duyurdu. İsrail İskan Bakanı Zeev Elki, Walla News sitesinde yer alan açıklamasında, “Yahuda ve Samiriye’deki Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi Siyonist vizyon açısından gerekli ve önemlidir” ifadelerini kullandı.
İŞGAL İÇİN İHALE
Yahuda ve Samiriye yerleşim birimlerinde uzun bir süredir inşaatın durduğunu belirten Elki, yeni konutların yapılması için ihale açılacağını kaydetti. Filistin Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in ihale açma kararını kınadı.
DİRENENLERE MÜDAHALE
Oğlunun mezarını incelemek için Yusufiye mezarlığına koşan Ümmü Ala, İsrail polisinin şiddetine maruz kaldı. İsrail polisi, kabrin başından ayrılmak istemeyen ve oğlunun mezar taşına sarılan kadını zor kullanarak bölgeden uzaklaştırdı ve gözaltına aldı. Olaya ilişkin sosyal medyada yayılan görüntülerde Ümmü Alaa’nın polisin saldırısı sırasında “Buradan çıkmayacağım. Uzak dur benden, bırakın onun yanında öleyim” dediği duyuldu.
