Mali'nin başkenti Bamako'da 3 yıldır sürdürdüğümüz çalışmalar var.

Fransız emperyalizminin iliğine kadar sömürdüğü bu İslam topraklarında açlıkla pençeleşen insanların yükünü hafifletmeye çalışıyoruz, özellikle de Mali'nin yetimlerine yönelik faaliyetlerde bulunuyoruz.

Bu kapsamda bir yetimhane açtık, bir başka yetimhaneyi de çalışmalarımız kapsamında himayemize aldık. Bütün bunları yaparken de hiçbir STK'ya bağlı olmaksızın sadece Ay-Yıldızlı bayrağımızı açarak yapıyoruz. Özellikle Mali'nin kuzeyinde Batı beslemesi sözde "İslami terör" örgütlerinden kaçıp Bamako'nun çöp dökülen alanına sığınan ve inanılmaz kötü şartlar altında hayata tutunmaya çalışan binlerce insana düzenli olarak gıda ve acil ihtiyaç yardımında bulunuyoruz. 

Faaliyetlerimizin biraz diğer ayağı ise Fransız emperyalizminin kurbanı olan ve dünya gelişmişlik endeksinde sondan ikinci sıradaki bu ülkede anti-emperyalist bir bilinç oluşturmak. Bunun için gerek Özel TV'lerde gerek Mali Devlet Televizyonu’nda gerek mitinglerde Fransız emperyalizmini hedef alan muhtelif konuşmalarda bulunduk. Bakanlarla, dini liderlerle, bürokratlarla biraraya geldik ve Mali'nin geleceğine dair, çözüm yollarına dair istişarelerde bulunduk.

Amaç ve gaye madenler açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında olan bu ülkenin makûs talihini değiştirmeye katkıda bulunmak, İslam âleminin en güçlü ülkeleri arasında olması gerekirken, dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı ülkesi olmasının sebebi Fransız emperyalizminin etkilerini ortadan kaldırmak.

Mali'de siyasi durumlar karışık, iki yıl önce Fransa yanlısı Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita karşı bir darbe oldu, 9 ay sonra bu sefer darbecilere karşı bir darbe oldu. Şu an İktidarda olan Assimi Goita ise Fransa karşıtı bir cumhurbaşkanı, iktidara gelir gelmez Fransa büyükelçisini sınırdışı etmekle işe başladı. Fransa ile birlikte birçok ülke sözde terörle mücadele için bulundukları Mali'den askerlerini çekmeye başladı. Onların yerini ise Ruslar’ın Wagner isimli paralı askerleri aldı.

Ancak...

Fransızlar gitmiş gibi gözükse de Mali'de halen etkileri devam ediyor. Yüzyıllardır sömürdükleri bu bölgede askerde, poliste, yargıda, bürokraside halen besledikleri adamları var...

Ve Fransızlar en çok bölgede Türkiye'nin varlık göstermesinden rahatsız, Türkiye'nin bölgede etkisinin artmasından rahatsız.

Fransa öylesine ince eleyip sık dokuyor ki Türk Hava Yolları'nın bile bölgedeki etkisini bastırmak için sosyal medyada tuttuğun paralı tetikçilerle THY aleyhine dahi algı operasyonları yapıyor. Zira THY yıllardır Air France'ın istediği gibi at koşturduğu Afrika piyasasını onların elinden çekti aldı.

Bu kapsamda ben ve yol arkadaşlarım geçtiğimiz pazartesi bir Fransız oyununun kurbanı olduk. Bamako Merkez Camii'nde ortada hiçbir gerekçe yokken tuhaf bir şekilde 4 yol arkadaşımla birlikte gözaltına alınarak karakola sorguya götürüldük. "Suçumuz ne?" diye sorduğumuzda "Video çekmişsiniz" diye cevap verdiler... “Ee bu suç mu? Bunun suç olduğuna dair yasa var mı?” diye sorduğumuzda sert bir şekilde terslendik.

6 saat sorgulandık. Önce polis sonra bir istihbaratçı sorgu katibi bile başbaşa kaldığımızda "Ben böyle bir saçmalık görmedim, bu işte bir iş var, ama bizde emir kuluyuz" dedi...

Bütün bu süreçte ben hiçbir yeri aramadım, bir suç işlemedik sorgulayıp salarlar diyen düşündüm. Dışarıda 45 derece sıcak, bırakın yemeği su dahi vermediler, karakolu ve nezarethaneyi görseniz aklınız durur. Üst tarafı demir bir saç ile kaplı nezarethanede yerler insan dışkısı duvarlar böceklerle kaplı ve inanılmaz bir sıcaklık...

Sorgunun sonunda "Tutuklanacaksınız, ayakkabıları, kemerleri çıkarın, telefonları teslim edin." dendi.

Arkadaşlara "Ağır davranın zaman kazanalım" diyerek bir tweet attım: "İnsani yardım için geldiğimiz Mali Bamako'da gözaltına alındık. Dışişlerimizin bilgisine 3. Arondissement Karakolu’ndayız."

Aradan 10 dakika geçmeden Dışişleri Bakan Yardımcımız Yavuz Selim Kıran aradı,hemen akabinde Bamako Büyükelçimiz Murat Onart "Endişelenmeyin geliyoruz" dediler...

Karakolun müdürü geldi, "Tutuklanmanızın talimatı en üstten, niye sağa sola haber veriyorsunuz" minvalinde tepkiler vererek telefonlarımızı aldı ve tutuklama prosedüründen vazgeçerek bizi tekrar sorgu odasına aldı.

Ben kolumdaki akıllı saat vasıtası ile gerekli yerlerle irtibatta olmaya devam ettim, Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Recep Yeter aradı, Hüdayi Vakfı Bamako Temsilcisi Sinan Bey aradı ve ekibi ile çıktı geldi, Hilal Kaplan Hanım’la görüştüm, Yavuz Selim Kıran, 10 dakikada bir arayarak süreçle alakalı bilgi verdi.

Derken kapı açıldı sorgu odasına büyükelçimiz geldi ve "Endişelenmeyin gençler çözeceğiz" dedi.

Büyükelçimiz 4 saat yetkililerle pazarlık etti, üstelik haber aldığında muhtemelen eşi ile birlikte biryerde olduğu için eşi ile birlikte gelmişti...

4 saatin sonunda odaya girip "Geçmiş olsun gençler" hallettik diyerek hepimizin yüreğine su serpti.

Çıkarken Karakol Müdürü "Pardon, yanlış anlaşılma" dedi...

Hepimiz farkındaydık, bu yanlış anlaşılma falan değil, bir Fransız oyunuydu...

Yılmayacağız, ümmet için, Mali için, Türkiye için, dostluğumuz için koşmaya, yorulmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz Allah(ın izni ile...

Senin dişin bize geçmez Emmanuel!

Mali'nin altı da üstü de Malililerindir, İslam’ındır.