Emlak fiyatları neden artıyor?

Emlak fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerinin artmasından kaynaklandığını söylüyorlar.

Bu sebeple hem hâlihazırdaki evlerin fiyatları ve hem de üretimin azalmasından dolayı inşa halindeki evlerin fiyatlarında artış oluyormuş.

Hükümet, fiyat artışlarına rağmen konut talebinde azalma olmadığını, aksine ciddi bir talep karşısında yeteri kadar ev stoku bulunmadığından hareketle vatandaşa düşük faizli konut kredisi vererek; hem ihtiyacı olanın ev almasını, hem de inşaat sektöründe yaşanacak hareketlilik ile piyasaları canlandırmak istedi.

Bir diğer hedef de Türk Lirası'na güveni artırmak, gayrimenkulü yeniden yatırım aracına dönüştürmek ve yatırımcıların paralarını dolardan uzak tutmaktı.

Hedef buydu amma, düşük faizli konut kredisi açıklanır açıklanmaz bir gecede emlak fiyatlarında fahiş fiyat artışına maruz kaldı memleketimiz.

Bazıları bunun fırsatçıların çok kazanma hevesinin bir neticesi olduğunu söyledi; fırsatçılığın ahlaksızlık olduğunu da ekleyerek…

Eskiden çok sık duyduğumuz bir söz vardı; ‘Fırsatlar ülkesi Amerika…’

Bu sözün arkasındaki ahlaksızlık mevzubahis yapılmazdı.

Hâlbuki Birileri için para kazanma ve zengin olma fırsatı, bir diğeri için fakirleşme ve yoksulluk olacağı muhakkaktı.

Kapitalizmin merkezi Amerika’da fırsatçılık ahlaksızlık olarak anlaşılmıyor demek ki.

Kapitalizmde bir şey kanunen sakıncalı değilse ahlaken de değildir.

Demek ki Türkiye özellikle pandemi şartlarından sonra mesela turizm, saç ektirme ve diş yaptırma vesaire vesaire gibi bazı sektörlerde fırsatlar ülkesi olmasına rağmen diğer yandan başka başka durumlarda fırsatlar ülkesi olarak görülmesi ve kabul edilmesi istenmeyen bir ülke…

Fırsatçılık son tahlilde başkalarının emek ve hakkının gaspı olduğu için Kapitalizm bu yönüyle de sıkıntılı ve sakıncalı bir iktisadi sistemdir.

Marksizm’de altyapı, üretici güçler, işçi-işveren ve üretim, çalışma şartları, işbölümü, mülkiyet ilişkilerinden oluşuyor.

Marksizm’e göre altyapı, üstyapıyı oluşturan kültürü, kurumları, siyasi iktidar ilişkileri, dinin biçimlenmesi veyahut ahlakın oluşmasını belirler.

Bu teorinin kısmi azamisini kapitalizmde tecelli ettiğini gözlemleyebiliyoruz.

Ve fakat Türkiye gibi henüz bütün teşekkülleriyle kapitalist olmamış bir İslam ülkesinde Marks’ın bu teorisinin tecellisinin önemli bir bölümünü gözlemliyor olmak can sıkıcı oluyor.

Can sıkmakla kalsa gene iyi; ekonomik buhranların da sebebini teşkil ediyor.

Devlet piyasa şartlarını belirlerken kapitalist veyahut piyasa şartları kendiliğinden oluşurken ve krizin fırsata dönüştürülmesi kaidesine göre hareket halindeyken, işverenlere, yatırımcılara veyahut sermaye sahiplerine oyunu kuralına göre oynadıkları için neden ahlaksız diyorsunuz?

Altyapı şartlarının üstyapıyı belirlemesine engel olabilecek ve elbette üstyapının altyapıyı belirleyebileceği bir ekonomik modele, sistem mekanizmasına ihtiyacın farkında değil miyiz?

Farkındayız da buna vahşi kapitalizm ve ahlaksız piyasa şartları mı imkân vermiyor?

Mevcut siyasi ve iktisadi heyula için de bunları şimdi kim düşünecek Allah’ını seversen…

Ve kim kültürü, sanatı, ‘merhametsiz dünyamızın merhameti’ dini kural ve kaideleri ve ahlaki umdeleri; alt yapının yeniden şekillenmesi ve biçimlenmesi için, ruhun emrinde kol haline getirebilecek fikirlere kafa yoracak?

Yeni ve ‘Bütün Fikrin Gerekliliği’ni idrak edebilecek?

Sahi emlak fiyatları neden artıyordu?