Darbe yanlısı Mısırlı gazeteci Imaduddin Edib’in geçenlerde yayınlanan bir makalesinde Körfez ülkelerini tehdit etmesi Suudi Arabistanlıları kızdırdı.

Edib, söz konusu makalesinde ekonomik krizin Mısır ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunmuş, Körfez ülkelerinin Mısır’a yardım etmemeleri halinde ekonomik krizin daha da büyüyeceğini ve siyasi istikrarın bozulacağını, bunun da Ocak 2011’deki devrim gibi yeni bir karmaşaya ve göç dalgasına yol açacağını yazmıştı.

Suudi Arabistanlı yazar Türki el-Hamed, Edib’in o makalesindeki örtülü tehdide ve şantaja tepki gösterdi.

“Bu yazarın önce şunu sorgulaması gerekirdi: Niçin ülkesi Mısır şuna veya buna yük olmak yerine müzmin problemlerini kendisi çözmüyor?” diyen el-Hamed, Edib’in Körfez ülkelerinden yardım isteyerek Mısır’ı küçük düşürdüğünü öne sürdü.

Mısır ve Suudi Arabistan yönetimlerine yakın yazarların bir süre daha medya üzerinden atışmaya devam edip etmeyeceklerini bekleyip göreceğiz.

Ancak Türki el-Hamed’in ortaya attığı soru Arap sokağında bir başka tartışmanın fitilini ateşledi.

Mısır’ın bugünkü duruma düşmesinde Körfez ülkelerinin de rolü var mı?

Diğer bir ifadeyle, Körfez ülkelerinin müdahalesi ve darbecilere desteği olmasaydı Mısır bu duruma düşer miydi?

Demokrasi taraftarı Mısırlılar genel olarak merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren darbeden ve dolayısıyla ülkelerinin yolsuzluğa gark olmuş kişilerce kötü yönetilmesinden Körfez ülkelerinin de sorumlu olduğunu düşünüyorlar.

Fakat darbe yanlılarının böyle bir suçlamada bulunmaya ve “Sizin yüzünüzden darbe yapıldı” demeye hakları yok.

Ayrıca Körfez ülkelerinin desteği olmasaydı Mısır ordusu yine darbe yapacaktı.

Çünkü darbecilere asıl destek İsrail’den ve ABD’den geldi.

Mısır, Körfez ülkelerinin hem kolayca vazgeçebilecekleri bir ülke değil hem de 100 milyonu aşan nüfusuyla büyük bir kara delik.

Ufak tefek yardımlarla ayakta tutulması imkânsız.

Ülkede neredeyse her şey askerin kontrolünde olduğu için dışarıdan yatırım çekecek olağan ekonomik koşullardan ve serbest rekabetten söz edilemez.

Ayrıca darbecilerin paraya her ihtiyaç duyduklarında tehdide ve şantaja başvurmaları da Körfez ülkelerinin canını sıkıyor.

Mısırlı darbe yanlısı gazetecilerin geçmişte de Körfez ülkelerini hedef aldıkları, aşağıladıkları oldu ve kendilerine muhatap ülkelerin gazetecileri tarafından cevap verilerek konu kapatıldı.

Büyük ihtimalle yine aynısı olacak ve gazeteciler üzerinden yapılan atışmanın krize dönüşmesine izin verilmeyecek.

Mısırlı gazetecinin makalesinde tehdit ettiği ülkelerden Suudi Arabistan’ı fiili olarak yöneten Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Mısır ve Ürdün’ün ardından bugün Türkiye’yi ziyaret edecek.

Ziyaret sırasında savunma sanayi dahil pek çok alanda işbirliği imkanlarının konuşulması bekleniyor.

Arap Baharı ve Kaşıkçı cinayeti sebebiyle bozulan ikili ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde atılan adımlara bugün bir yenisi daha eklenecek.

Türkiye kimseye yük olmayan, ilişkileri karşılıklı çıkar esaslarına dayanan ve dostlarına çok şey kazandıran güçlü ve önemli bir ülke.

Riyad ve Ankara arasındaki ilişkilerin gelişmesinin her iki tarafın da yararına olacağı kesin.