İsmailağa Dergahı’nın Şeyhi Mahmud Efendi geçen hafta vefat etti. Allah rahmet eylesin. Müslümanların ve İslam dünyasının başı sağ olsun.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Cumhurbaşkanı, bir şeyhin, bir tarikat önderinin cenaze namazına katıldı.

“Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz” tehtidiyle Müslüman halkı yıllarca sindirenlere Cumhurbaşkanımız güzel bir cevap vermiş oldu.

Mahmud Efendi’nin cenaze namazına katılan ve katılmayan siyasilere gösterilen ilgi ya da tepkiler Türkiye’de siyaset tarikat ilişkisini bir kez daha gündemimize getirdi…

TARİKATLARIN SİYASETE İLGİSİ NASIL BAŞLADI?

Yıllarca Demokrat Parti ve CHP arasında sıkışan siyaset dünyası, 1970’de Müslümanların sesi olmak için yola çıkan Milli Nizam Partisi (MNP) ile tanıştı.

“Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir” cümlesiyle yola çıkan Necmeddin Erbakan, siyasi hayatı boyunca “Müslümanları önemseyen” bir siyasi çizgi izledi.

Erbakan’ın siyasete girmesi İskenderpaşa Dergahı Şeyhi Mehmed Zahid Kotku’nun (RA) talimatıyla olmuştur.

Erbakan gibi Kotku’nun başka bir müridi olan Turgut Özal da 1980 darbesinden sonra siyasete girmişti.

MNP’den AK Parti’ye uzanan süreçte ve ANAP’ın Özal döneminde Nakşi Tarikatı İskenderpaşa Dergahı’nın çok büyük izleri ve desteği vardır.

İskenderpaşa Dergah’ı Özal ve Erbakan gibi çok önemli iki mensubuyla, Türkiye’nin yönetimine ve siyasetine damga vurmuştur.

Nakşi Tarikatı’nın diğer kolları da bu çizgideki partileri her zaman oylarıyla desteklediler.

SİYASETTE TARİKATLARA KARŞI “CEMAAT” YAPILANMALARI

1980’den sonra tarikatların yetiştirdiği önemli isimler karşısında iktidardan uzaklaşan partiler ve derin devlet bunlara karşı “cemaat” adı altındaki yapıları desteklemeye başladılar.

Said-i Nursi gibi alimlerin mirası üzerine inşa edilen birçok “sözde” cemaat, “siyasal İslamcı” diye yaftaladıkları MNP çizgisine oy vermedikleri gibi bu misyonu devam ettiren partilere karşı mücadele yürüttüler.

Günümüzde de AK Parti’yi Nakşi Tarikatı’nın en önemli kolları olan İskenderpaşa, İsmailağa, Menzil, Erenköy ve Yahyalı Dergahları desteklerken “sözde” cemaatlerin muhalefeti desteklemesi sürpriz değildir.

Tarikatlar hiçbir zaman makam, mevki ve devlet desteği beklemeden; İslam’a hizmet eden, Müslümanların haklarını veren partilere ve liderlere destek oldular.

Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi için atılan tüm adım ve girişimlerin altında da tarikatların desteklediği bu siyasi parti ve liderlerin imzası vardır.

Tarikatların asla devleti ele geçirmek gibi bir amaç ve hedefleri olmadı. Devleti kim yönetirse yönetsin onlarla kavga etmediler.

Ama adı “sözde” cemaat olanların devleti ele geçirmek, devleti yönetenleri devirmek için neler yaptığını 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye gördü!

Unutmayın ki, o gece bir tarafta sırtını İslam’a dayayan tarikat mensubu Müslümanlar, diğer tarafta sırtını emperyalist Haçlılara dayayan “sözde” cemaatin teröristleri vardı…