Ekonomik sebeplerle Türkiye’nin her yerinde okul açmayı seferberlik haline getiren özel eğitim kurumlarımız var.

Markalarına çok kıymet veriyorlar.

Tanınırlık ve bilinirlikte rakiplerinden birkaç adım öne geçebilmek için maddi anlamda gözlerini budaktan sakınmıyorlar.

Gelin görün ki bu özel eğitim kurumlarında yeni başlayan bir öğretmenin maaşı sadece 4 bin 250 TL.

Tecrübeli eğitimcilerin maaşları 6 ise bin TL ile 7 bin TL arasında değişiyor.

Bazı okullar tuhaf bir taktik geliştirmişler; aynı sevideki eğitimcilerin maaşı aynı olamayabiliyor.

Öğretmen alımlarında ayrı ayrı görüşerek, “Hocam sizin maaşınız şu kadar. Bunu diğerlerinin bilmemesi iki taraf için daha uygun olacak” diyerek normal, yani herkes tarafından bilinen ve kabul gören maaşı hesaba yatırıyor, kalan fazlayı elden veriyorlar.

Buna rağmen özel okullarda çalışan bir eğitimcinin toplam maaşı aynı seviyede devlet okullarında çalışan öğretmenlerin toplam maaşından, ek ders ücretlerini dâhil ettiğimizde hiçbir zaman fazla olamıyor.

İstisnalar elbet olabilir.

Şimdi meselemiz şudur ki;

Özel eğitim kurumları, çoğunlukla KPSS sınavında başarılı olamayan yani atanamayanlarla ve emekli öğretmenlerle çalışıyor.

Haydi, toptancı davranmamak ve hakkaniyete riayet için buna da istisnalar hariç diyelim.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki genel müdürler, müdürler, şube müdürleri, daire başkanları, müdür yardımları sair yöneticiler ve il ve ilçe müdürleri, şube müdürleri, okullarda Müdürler ve Müdür yardımcıları ve sair yöneticilerin epey bir kısmı çocuklarını Devlet okullarında okutmuyorlar.

Kendilerinin yarısı kadar maaş alan, KPSS’de başarılı olamamış ve emekli öğretmenlerin eğitim verdiği özel okullara gönderiyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığının herhangi bir biriminde, herhangi bir okulunda vazife almalarına rağmen çocuklarını özel okullara gönderen bu arkadaşlara sormak lazımdır ki;

Siz yaptığınız işe inanmıyor ve kendinize güvenmiyorsanız neden o makamı işgal ediyorsunuz?

Siz çocuklarınıza eğitim mi vermek istiyorsunuz yoksa özel okulların markasına, cazibesine veyahut elit mevkilerine mi çuvalla para döküyorsunuz.

Siz köylülükten kurtulamamış, ‘bari çocuğum köylü kalmasın’ düşüncesiyle mi özel okulları tercih ediyorsunuz?

Siz Milli Eğitimin demirbaşı olarak kendinize ve yaptığınız işe inanmıyorsunuz ama milletin sizlere inanmasını mı bekliyorsunuz?

Siz çocuklarınızı kurumun marka gazıyla iyi eğitim verdiklerine inanan, hayır buna değil, kendi yalanlarına kendileri inanan eğitimcileri, Milli Eğitim’deki öğretmenlere yani kendinize tercih mi ediyorsunuz?

Bunu nasıl ve neden yapıyorsunuz?

Azıcık kendinize inansaydınız, azıcık kurumunuza güvenseydiniz ve azıcık ‘Ben devletin bana verdiği maaşı hak ediyor muyum’ diye düşünseydiniz bunu yapar mıydınız?

Ve eğer, devletin tüyü bitmemiş yetimden kısarak size verdiği maaşı hak etmek için gayret sarf etseydiniz bunu yapmazdınız?

Başkaca diyecek hiçbir şeyim yoktur.

Söz savunmanın…

Milli Eğitim’de görevli olup da çocuklarını özel okullara göndermeyenleri dışarıda tutarak ve bulabilirim inşallah temennisiyle; kendilerini eğitime, inanç ve değerlerine ve bu devlet ve bu milletin geleceğine adayan, kutsal öğretmenlik mesleğine gönülden bağlı eğitimcilerimizi selamlayarak bitirmek istiyorum.