Türkiye enerji alanında her türlü imkânı olan dünyadaki ender ülkelerden biri konumundadır.

İmkân derken enerji üretimine ana etken olan tüm kaynaklara sahip olduğunu ifade ediyoruz.

Güneş ışığını dik ve dike yakın olarak alan geniş bir alanı içermesi, birçok bölgemizde rüzgarın elektrik üretme seviyelerinde esmesi, yer altındaki sıcak su kaynaklarımızın kullanılarak jeotermal anlamda enerji üretilmesi, su kaynaklarının iyi ve verimli olması ve buna benzer birçok konuda iyi imkanlara sahip olan bir ülkede yaşamakta ayrıca bir güzellik aslında.

Kaynakların tamamını verimli bir şekilde kullanabilmemiz için enerji yatırımlarına hız vermek zorundayız.

Açıkçası etrafımızda yaşanmaya devam eden Rusya Ukrayna savaşı da enerjide dışa bağlı olmamızı ne kadar hızlı bir şekilde sonlandırmamız gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bulunduğumuz jeopolitik konum ve sahip olduğumuz şartlar itibariyle enerji piyasalarında daha iyi hareket etme şansı elimizdedir.

Yatırımlara başlamamız gereken ilk nokta örneğin rüzgarın elektriğe dönüşümü sırasında kullanılan rüzgar türbinini ülkemizde üretmemiz konusudur.

Yani elektrik enerjisini kaynaktan üretirken kullandığımız bütün metaryellerin ve ekipmanların üretiminin yerli olması son derece önemlidir.

Çünkü bu alanlara yaptığımız yatırımın ve buralara ödemek zorunda olduğumuz dövizin miktarı ciddi boyutlardadır.

Gerek devletin gerekse de özel finansman kurumlarının bu konu özelinde teşviklerde bulunması aslında milli bir meseledir.

Rüzgarda olduğu gibi güneş enerjisinden de faydalanırken kullandığımız güneş panellerinin ülkemizde üretilmesi de cari açığımızı azaltarak yatırımlara ayrıca finansman sağlayacak bir konu olarak görülmelidir.

Jeotermal kaynaklardan yer altından çıkarılan sıcak su da kullanılan tüm ekipmanların ve malzemelerin de ülkemizde üretilmesi gerekli olduğu kadar da önemlidir.

Konumu itibariyle ülkemiz gerçekte enerji ticareti konusunda merkez ülke olabilecek bir durumdadır.

Çünkü coğrafi konumumuzdan ötürü bölgemizde kısa zaman sonra hayata geçecek olan çok ciddi petrol boru hatları ile doğalgaz hatları yatırımları bulunmaktadır.

Bunlara ek olarak yukarıda her birine değindiğimiz yenilenebilir özelliği bulunan ve dünyada çok nadir ülkede bulunan üç önemli enerji kaynağının her geçen gün yapılacak olan yatırımlarla genişletilmesi bizden sonraki nesillere bırakacağımız bir miras olarak ta görülmelidir.

Teknolojik yatırımlarımızı hızlandırarak güneş panellerinde kullanılan hücreleri ve rüzgar santrallerinde kullanılan tribünleri ithal etmeye son vererek ülkemizde üretmeliyiz.

Enerji çekişmelerinin önümüzdeki süreçte daha da kızışacağını şimdiden görmek mümkün olduğundan bütün planlamalarımızı ve yatırım programlarımızı ona göre yapmak zorundayız.

Konu üzerinde her kişi ve her kurum şahsi meselelerini bir kenara bırakarak hareket etmek zorundadır.

Eğer konuya bu hassasiyetle yaklaşılmazsa ülkemizin ve dolayısıyla da insanımızın kaybı çok büyük olacaktır.

Düşünün ki soğuk bir kış gününde yaşanılacak doğalgaz probleminden ötürü evlerimizi ısıtamadığımızı veya doğalgaza bağımlı olarak fabrikalarımız da üretim yapamadığımızı.

Bugünden bunları düşünerek hareket edersek her anlamda kazanan biz oluruz.