Geçtiğimiz ayda açıklanan satın alma verileri ülkemizde ciddi anlamda satın alma yöneliminde bir azalış olduğunu göstermektedir.

Bu yönelim sektörlerin geneline yayılmış olup ekonominin tamamını etkiler nitelikte değerlendirilmektedir.

Azalışın önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini şimdiden tahmin edebiliyoruz.

Böyle olduğu içinde sanayicinin bu azalış karşısında nasıl hareket edeceğini ve nasıl hareket etmesi gerekliliğinin önemi üzerinde durmanın ülke ekonomimiz açısından son derece büyük değere sahip olduğunu bilmenin altını kalın puntolarla çizmek gerekmektedir.

Gelecek aylarda siparişlerdeki düşüş devam ettiği takdirde sanayicinin hareket kabiliyeti oldukça azalacaktır.

Alınan veriler ışığında ülkemizin ihracatında büyük yer kaplayan Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomilerindeki daralma neticesinin ülkemize yansıması da olumsuz olacaktır. Dolayısıyla ihracatımızda da ciddi boyutlarda düşüşler yaşanacak neticede de bu durum bizi ekonomik anlamda üzecektir.

Maliyetlerdeki artışların ürün fiyatlarını yukarıya doğru çekmesinden ötürü birçok önemli sektörde yatırıma olan talep neredeyse ayaklar seviyesine inmiş durumdadır.

Yatırıma talebin olmadığı yerde de üretmenin bir anlamı olmayacağı için üretime olan yönelişte her geçen gün azalmaktadır.

Bunların yanında finansmana erişim probleminin de artması yatırıma dolayısıyla da üretime olan yönelimin azalmasında ki bir başka en büyük nedendir.

Kimi sektörlerde işletme sermayesine olan ihtiyaç bundan önceki dönemlere göre oldukça üst seviyelere yükselmiş durumdadır. Bu ihtiyacın giderilmesi noktasında bankalara düşen yük ortada olup bankaların gerekeni yapması sanayicimize nefes aldıracak bir adım olarak değerlendirilmelidir.

Bankalar beklentiler doğrultusunda hareket ederek çok ciddi bir ikilemde olan üreticinin önünü açmalıdırlar.

Sipariş sayılarında yaşanan düşme neticesinde sanayici farklı pazarlara yönelmeli ve hitap ettiği pazarda ki düşüşü bu şekilde tolere etme yolunu seçmelidir. Yeni pazarlar noktasında hızla hareket edilmediği takdirde azalan sipariş oranlarıyla sanayicinin belirli bir zaman sonra daha farklı sorunlarla yüz yüze kalacağı aşikârdır.

Sanayici maliyet hesaplamasını iyi yaparak karlılığını koruyamadığı durumda yoluna devam edemeyeceği için hesabını yerinde ve zamanında yapmalıdır. Değilse “Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye” deyiminde ortaya konulduğu gibi her şey için çok ama çok geç olabilir.

Yaklaşık olarak 1.5 yıldır ihracat ortamında devam eden iyileşme geçtiğimiz ay itibariyle sona ermiş gözüküyor.

Hal böyle olunca da bazı sektörlerde atıl kapasite oranlarında ki büyümelerde sektörleri son derece düşündürüyor.

Kapasitesini tam anlamıyla kullanamayan sektörlerin kârlılıklarındaki düşüş sebebiyle bir zaman sonra işlerini çevirmede yaşayacağı sıkıntıları şimdiden görmek çokta zor değildir.

Alınan verilerle kimi sektörlerde 2021 rakamlarını yakalayabilmek bu yıl için bir başarı gibi gözüküyor ama bu noktada da umutlar biraz gevşek kalıyor gibi. 2021’deki ihracat verilerini sektörlerin tamamının yakalaması gerekmekteki şirketler hayatlarını sürdürmede problemle karşı karşıya kalmasınlar.

Diğer taraftan sipariş bilgileri şu gerçeği de ortaya çıkarmakta; fiyatları uygun olan ürünler bundan sonraki periyotlarda daha da ön plana çıkacaktır.

Düşük fiyatlı ürünlerin satışlarında çokta problem yaşanmayacağı gün gibi ortada durmaktadır.

Sanayicimizin bu yönde hareket etmesini önemsediğimizi özellikle belirtmek istiyorum.

Şartlara ve realitelere uygun yol alabilmenin sıkıntıları aşmada en önemli kriter olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.