Fed bugün faiz kararını açıklayacak ama yazıyı kaleme aldığım saatlerde kararın ne olacağını kestirmek tam olarak mümkün değildi.

Sadece tahminlerde bulunmanın mümkün olduğu gerçeğinden yola çıktığımızda bugünkü faiz kararının 75 veya 100 puanlık bir artış yönünde olacağını ifade edebilirim.

Şahin yaklaşımın devam ettiğini görerek aralık ayında da artışın süreceğini öngörüyor ve bu artışın 50 ya da 75 baz puan olacağını şimdiden tahmin edebiliyorum.

Son gelen verilere göre ABD’de enflasyonun oldukça yüksek seyrettiğine şahit oluyoruz.

Yüksek enflasyon da Amerika için ciddi anlamda resesyon demek olduğundan ekonomik göstergelerin hiç de beklenildiği gibi olmadığını görüyoruz.

Rusya’nın tahıl koridoruyla ilgili aldığı karardan aniden vazgeçmesiyle koridor geçtiğimiz hafta kapanmıştır.

Kapanışın ardından Rusya’nın bu hamlesi dünya da buğday fiyatlarının bir anda yüzde 5, soya fasulyesi ve mısır fiyatlarının ise yüzde 2 oranında yükselmesine vesile olmuştur.

Rusya’nın bu davranış şekli devam ettiği takdirde tahıl ürünlerinde haftalık bazda ortalama yüzde 3’lük bir artış dünya piyasaları için hiç de sürpriz olmamalıdır.

Bu hamleler aslında ekonomik kozların paylaşımı esasında ciddi bir çekişmenin olduğunu gözler önüne sererken global ekonomik şartları da çok ciddi oranda zorluyor.

Avrupa’ya baktığımızda ise manzara diğer kıta ülkelerine göre çok da farklı değil.

Her ay yükselen enflasyon oranlarıyla mücadele etmek zorunda kalan Avrupa ülkelerinin de bu anlamda ağızlarının tadı kaçmış durumdadır.

Öyle ki eylül ayında yıllık bazda yüzde 9,9 olan Avrupa’nın enflasyonu ekim ayında ciddi oranda yükselerek yıllık bazda yüzde 10,7 seviyesine kadar çıkarak rekor denecek seviyeye ulaşmıştır.

Enflasyon oranlarının yükselmesinin yanında büyüme oranlarının da beklentilerin altında kalarak yüzde 0,2 olarak ölçüldüğü Avrupa’da resesyon yaşanma olasılığı her geçen gün daha da belirginleşiyor.

Avrupa’dan öyle veriler geliyor ki bu zamana kadar duyulmamış türden.

Örneğin İsviçre Merkez Bankası 115 yıllık uzun tarihinde ilk defa 2022 yılının ilk dokuz ayında yaptığı zarar ile tarihe geçiyor. Bankanın dokuz aylık zarar bilançosu tam 142,4 milyar dolar.

Global ekonomide yaşanan sıkıntıların en bariz örneği olarak kayıtlara geçen bu zararın tazmin edilmesi de bir o kadar zor ve yorucu.

Bankacılık sektöründe yaşanan zararların reel ekonomiye yansımaları da son derece yıkıcı olduğundan bankacılık sektörünün bu yönde zararlara çok ama çok dikkat etmesi önemli bir husustur.

Bankacılık demişken ülkemizde de bankaların reel sektörü desteklemesinin ağırlıklarının artırılması gerekmektedir.

Her geçen gün sanayicinin ve esnafın finansmana ulaşması zor olmamalı aksine kolaylaştırılmalıdır.

Özellikle ülkemize döviz getiren turizm, üretim ve ihracat yapan tüm sektörlerin tam anlamıyla desteklenmesi global ekonomik şartlar altında işletmelerimizin ezilmemesi noktasında son derece büyük önem arz etmektedir.

Global ekonomideki daralmaların farkında olarak bilinçli bir şekilde finansmana erişimi bankalar üzerinden adil bir şekilde kolaylaştırdığımız zaman yatırımın ve üretimin önü açılacaktır.

Aksi durumda her anlamda ciddi bir sıkıntılar yumağıyla karşı karşıya kalınacaktır.