13 Kasım’daki terör saldırısından sonra yeni bir hain yüzle tanıştık. Aslında bu yüz yeni değildi.

Her terör saldırısında ortaya çıkar…

Terör örgütünü değil, devleti ve hükümeti suçlar, terör örgütünü de masum ve haklı göstermeye çalışır.

Bunların terör örgütünün destekçileri olduğunu, görevlerinin terör örgütünün propagandasını yapmak olduğunu biliyoruz.

Ancak 13 Kasım’daki saldırıdan sonra bu terör propagandacısı cepheye farklı bir kesimin “yoğun” bir şekilde katıldığını gördük…

“Meselenin terör saldırısı sonrasında yapılanlar değil, olay öncesi yapılmayanlar ve görülmeyenler olduğu kanaatindeyim.”

“İçişler Bakanı, muhalif siyasetçilere ‘şerefsiz’, gazetecilere ‘namusuz’ diye bağırarak, başkalarını suçlayarak, göz göre göre ve kendi sorumluluk alanlarında gerçekleşen olumsuzlukları, eksiklikleri, yanlışları örtemez.”

Terör saldırısından sonra bunun gibi yüzlerce yazı yazdılar, TV programlarında buna benzer binlerce cümle kurudular. Bu “solcu” tayfanın devleti yönetenleri eleştirmek için kurdukları “alçak” cümleleri terör örgütünün elebaşları kurmuyor…

Hedeflerinde terör örgütü değil; Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı var!

Bu hezeyanlar bireysel olarak dile getirilmiyor. CHP’nin fonladığı TV kanalları ve “sözde” gazetelerde dile getiriliyor…

Türkiye terörü değil, “solcu” geçinen bu zavallıların saçmalıklarını tartışıyor!

Türkiye ve Erdoğan’a düşman olan terör örgütlerini dost olarak sahipleniyorlar. Erdoğan düşmanlığı bu “solcuları” terör örgütleriyle dost ve müttefik yapmış.

PKK’NIN SİYASİ AYAĞI “SOLCULARI” MECLİSE TAŞIYOR

Türk “solunun” terör örgütüne duyduğu sempati ve destekleyici yaklaşım sadece medya ile sınırlı değil. Siyaset sahnesinde de iki taraf can ciğer kuzu sarması gibiler…

Türk “solunun” bu desteği terör örgütü ve siyasi ayağı tarafından karşılıksız bırakılmıyor, ödüllendiriliyor!

Eski HDP Milletvekili Altan Tan’ın güzel bir tespiti vardı. “HDP, Kürtleri, Türk ‘solunun’ hamalı yaptı” diye. Türk “solcularının” HDP’nin oylarıyla milletvekili yapıldığını eleştiren Tan’ın ne kadar haklı olduğunu görmek için HDP’nin milletvekillerine bakmanız yeterlidir.

Her dönem HDP milletvekillerinin çoğu Türk “solundan” seçilmiştir!

HDP çizgisi Türk “soluna” yabancı değildi. İçinden çıktığı CHP Türkiye’deki “solun” temsilcisidir.

Medyadaki dayanışmaya, terör saldırılarında her iki tarafın kullandığı dile, siyasette hedefe koydukları liderlere ve partilere bakınca…

PKK “sola”, “sol” da PKK’ya sızmış durumda. Ve iki taraf da bundan gayet memnun…

Dağda elinde silah olan teröristle mücadele etmek kolay. Zor olan terör örgütü propagandası yapan, onları meşrulaştıran ve masumlaştıran sözde “solcularla” mücadele etmektir.

Türkiye’nin sadece dağdaki eli silahlı teröristle değil; meclisteki “sözde” siyasetçi ve medyadaki “solcu” gazetecilerle de mücadele etmesi gerekiyor. Eli “silahlı” teröristle mücadele için bir stratejimiz var.

Ancak devletin artık bu eli “kalem” tutan “solcu” terör destekçileriyle mücadele konusunda da ciddi bir strateji belirlemesi gerekiyor…

Türkiye devlet ve millet olarak bugün bu zorluğu en acı şekilde tecrübe ediyor!..