Arap Baharı karşıtı Körfez ülkelerinin desteğiyle Libya’daki meşru hükümeti devirerek askeri vesayet rejimi kurma hayallerine kapılan Halife Hafter, geçen yıl 4 Nisan’da başkent Trablus’u ele geçirmek için geniş çaplı bir saldırı başlatmıştı.

O sırada Birleşmiş Milletler öncülüğünde Libya’daki krizin çözülmesi için çaba sarf ediliyor, ülkenin güneyindeki Ghadames kentinde 14-16 Nisan 2019 tarihlerinde geniş kapsamlı bir diyalog konferansı düzenlenmesi için son hazırlıklar yürütülüyordu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Libya’daydı ve 5 Nisan’da Trablus’ta düzenlediği basın toplantısında mevcut şartlar altında ulusal diyalog konferansının yapılamayacağını açıkladı.

Emekli general, saldırıya geçmeden hemen önce Riyad’a gitmiş, Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmüştü.

Suudi Arabistan’la birlikte Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Mısır, Rusya ve Fransa’nın desteğiyle hareket eden Hafter’in Trablus’a saldırmak için Trump’tan da “yeşil ışık” aldığı ve o dönemdeki Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın emekli generale “Bu işi fazla uzatmadan kısa sürede bitir” dediği öne sürüldü.

Hafter, saldırı öncesi yaptığı konuşmada Trablus saldırısını Mekke’nin fethine benzeterek, silahlarını bırakanların güvende olacağını açıkladı.

Meşru hükümeti devirmek için başkente doğru yürüdüğünde kendinden oldukça emindi ve bir-iki gün içinde operasyonun başarıyla tamamlanacağını zannediyordu.

Fakat Paris, Kahire, Riyad ve Abu Dhabi’deki hesaplar Trablus’a uymadı.

Aradan bir yıl geçtiği halde bir türlü başkenti ele geçiremedi.

Daha da ötesi, arkasındaki onca desteğe rağmen ağır yenilgiler aldı ve çok büyük kayıplar verdi.

Bir yıl içerisinde sekiz-dokuz kez yeni bir operasyon başlattıklarını açıklayan ve bu kez kesinlikle başarılı olacaklarını iddia eden Hafter’in tüm girişimleri fiyaskoyla sonuçlandı.

Sudanlı, Çadlı ve Rus paralı askerlerle Trablus’u işgale kalkışan emekli generalin amacına ulaşamamasının en büyük sebebi, Türkiye’nin uluslararası toplum tarafından Libya halkının temsilcisi kabul edilen Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne verdiği destek.

Ankara’nın meşru hükümetin yanında yer alması dengeleri değiştirdi ve oyunu bozdu.

Trablus’taki hükümet bugün bir yıl öncekinden çok daha güçlü.

Operasyon üssü olarak kullandığı Giryan kentinden Haziran 2019’da kovulan Hafter, geçenlerde de önde gelen adamlarından Sirte Karargâhı Komutanı Tümgeneral Salim Diryak ile yardımcısı 110’uncu Tabur Komutanı Kaddafi es-Sadai’yi kaybetti.

Emekli generale yakın kaynaklar, komutanları hedef alan hava saldırısının Türk SİHA’sı tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

Önceki gün de Sirte kentinde Hafter’e bağlı 20 askerin öldürüldüğü açıklandı.

İki hafta kadar önce emekli general komutasındaki teröristlere uçak yakıtı taşıyan bir tankere meşru hükümet güçlerince el konuldu.

Üç gün önce de yine Hafter’e yakıt götüren bir konvoy hava saldırısıyla yok edildi.

BAE’nin silah, mühimmat ve paralı asker takviyesiyle güçlükle ayakta durabilen Hafter’in şu an yaptığı tek şey sivil yerleşim alanlarına grad füzeleriyle intikam saldırıları düzenlemek.

Çünkü kazanma şansı kalmadı.