Muharrem İnce o gece neredeydi?

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları kesinleşince telefonlarını kapatmış, kendisinden haber alınamamıştı.

Muharrem İnce o gece Kılıçdaroğlu’ndan kaçıyordu.

Ertesi gün yaptığı basın toplantısında Kılıçdaroğlu’ndan neden kaçtığını anlatmıştı;

“Seçim sonuçlarını kabul ediyorum. Elimizde sonuçlar varsa ve sonuç belliyse yenilgiyi kabul edip etmemek sizin elinizde değil ki… Eldeki tutanaklarda yenilmişseniz, yenilmişsinizdir. Yani kabul etmiyorum, sokaklara çıkalım. Bu demokrasi değildir ki…”

Kılıçdaroğlu, erken seçim isteyerek ANASOL-M hükümetini yıkan Bahçeli’ye bu pratiğe yaslanarak “Türkiye’yi erken seçime götür” diye sesleniyor…

Erken seçim istemesinde İYİ Parti kurulurken Enver Altaylı’nın Ümit Özdağ’a “Parti kurmayın, sokaklara dökülün” telkininden kıvılcımlar var.

Rivayet odur ki, Kılıçdaroğlu Muharrem İnce’ye “Seçim sonuçlarını kabul etme. Sokak çağrısı yap. İnsanları sokaklara çağır…” diye ısrar etti.

İnce demokratik olmayan bu teklifi kabul etmedi.

Telefonlarını kapattı, o gece kendisine ulaşılamadı.

Devlet Bahçeli’ye yapılan ‘Erken Seçim’ seslenişinde işte o ‘Sokaklara dökülme’ senaryosunu hayata geçirebilme hesapları ve arzusu yatmaktadır.

Erken seçim olur da kazanırlarsa mesele yok…

Yok, ‘Millet İttifakı’ kaybedecek olursa insanları sokağa çağıracaklar ‘Oylarımız çalındı, Benim Oyum Nerede’ sloganlarıyla yeni bir Gezi Kalkışmasının fitilini ateşleyecekler…

Bu senaryo için Amerika’daki Başkanlık seçim sonuçları çok önemli…

Çünkü 3 Kasım’da Trump kazanamazsa Amerika’nın bir iç savaşa sürükleneceği öngörülüyor.

Öngörünün temelinde Trump’un bir yıl önce açık açık, “Seçimi kaybedersem Birleşik Devletlerin tamamında iç savaş çıkar” sözleri yatıyor.

Seçimlerde başkanlığı Demokratlara teslim etmeyi göze alamayan Trump, kendisine karşı faaliyet yürütenleri silahlı milislerle tehdit etmişti.

Hatta Evangelistler Trump’un davetlisi olarak Beyaz Saray’da yaptıkları bir toplantıda ‘seçimi kaybetmeleri durumunda silahlı mücadele başlatacaklarını’ ilan etmişlerdi.

Beklemedikleri bir sonuç alırlarsa Teksas’ta eğitim kamplarında yetiştirdikleri Organize Silahlı Sivil Milisleri şehirleri ateşe vermek üzere sokağa dökeceklerini dahi söylemişlerdi.

Bloomberg’in ABD Başkanı Trump’ın seçimleri kaybetmesi durumunda Erdoğan’ın da kaybedenler arasında yer alacağı kehanetini aklımızda tutarak bitirelim;

Amerika’da seçimlerden sonra başlayacak ve yayılacak bir karışıklık, Türkiye üzerinde senaryolar yazıp hayata geçirmek için bekleyenlere iyi bir fırsat sunmuş olacak.

CİA destekli Üst Aklın kontrolündeki düşünce kuruluşları, Türkiye’de FETÖ lokomotifi ve CHP, HDP ve PKK, DHKP-C gibi örgütler marifetiyle 3 Kasım’dan sonra erken seçim taleplerini daha fazla yükseltecekler;

Sosyal medya eylemleri, televizyonlar, yürüyüşler, mitingler…

Ve erken seçim taleplerini İYİ Parti ve dahi Saadet Partisi de seslendirmeye başladığında anlayın ki, ‘Bakın yaklaşıyor, yaklaşmakta olan…’