Çarşamba günkü yazıma şöyle başlamıştım: “Türkiye’de belli bir kesim var ki kendilerini hep ayrıcalıklı, hep üstün, hep farklı görüyorlar. Onlar ülkenin hatta milletin yegâne sahibidir ve ülke millet adına söz söyleme, kararlar alma, alınan karaları beğenmeme, ülkenin kaymağını yeme konusunda tartışmasız ayrıcalıklıdırlar.”

Tam da bu girişin hakkını veren bir olay yaşandı perşembe günü…

Kadıköy Söğütlü Çeşme Caddesi’nde güvenlik görevlileri tarafından gerçekleştirilen denetimlerde maskesini usulüne uygun takmadığı için yapılan ikazlara uymayan, polise direnen, hakaretler eden kadın “görevi yaptırmamak için direnme” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlarını işlediği gerekçesiyle Kadıköy İskele Polis Merkezi’ne götürüldü. Sonrasında ise gözaltı işlemini yapan iki polis memuru görevden uzaklaştırıldı.

Evet, çoğu zaman haddini bilmeyen polislerin insan onuruna yakışmayan davranışlarını görüyoruz. Silahından ve devletten aldığı güçle sokak kabadayısı gibi davranan, racon kesen polisler oluyor.

Bunlar için feveran ettiğimiz, şikâyetçi olduğumuz, gereği yapılmadığında isyan ettiğimiz zamanlar da çok olmuştur. Ancak Perşembe günü yaşanan olay bunların tam tersi…

Polisin sınırlarını bilerek zorlayan, müdahale edilmesi için her yolu deneyen, suçta ısrar eden, uyarılara hakaretle karşılık veren, polise mukavemet eden ve saldıran fail söz konusu bu defa…

Polis de en sonunda müdahale etmek zorunda kalıyor. Müdahale tarzı daha profesyonel olabilirdi, yaşanmasını arzu etmediğimiz görüntüler yaşanmadan olay çözülebilirdi belki… Ancak polis de bir insan ve bariz bir art niyet, kışkırtma söz konusu…

Sırf karşı tarafın sosyal medya baskısıyla, haksızken seslerinin çok çıkmasıyla iki polisi görevden uzaklaştırmak hiç de hakkaniyetli değil. Bu yapılan, azgın azınlığın cesaretini artırmaktan, daha da azgınlaşmasından başka bir işe yaramaz. Bundan sonra her olayda seslerini daha çok çıkararak istediklerini elde etmelerini sağlar böyle uygulamalar.

Nitekim gözaltına alınan kadının gözaltı olayından sonra boy gösterdiği kanallar ve atmış olduğu tivit, niyetin ne kadar kötü olduğunu gösteriyor.

Maske takmamak için o kadar direnen, polise hakaret eden, şiddet uygulayan kadının TV’lere konuşurken muntazam takılmış cerrahi maske ile görüntü verdiğini herkes gördü.

Yine gözaltı işlemi yapan polise attığı iftira polislere ölçüsüz ceza verildiğini tescil ediyor âdeta:

“… Erkek polis bana sürtünürken (kötü amaçlı)…” ifadesini kullanıyor.

O kalabalıkta, yaşanan o kadar olay sonrasında polis bu kadını taciz etmiş. İnsaf yahu!.. Bu tweet’ten sonra polis memuru hemen göreve iade edilmeli ve bu kadın tutuklanmalıydı.

Azgın azınlığın sosyal medya linci ve iftiralarıyla görevden el çektirilen, kızağa çekilen kaç kişi oldu ben sayamadım.

Devlet yöneticilerimizden ricamızdır:

Lütfen, azgın azınlığı tatmin etmek için insanlarımızı bunlara kurban vermeyelim… Bunları ne memnun ne de tatmin etmek mümkündür. Memnun olmalarının tek yolu, devleti onlara teslim etmektir.