Mavi Vatan neresidir? Mavi Vatan; Hakkari’dir, Edirne’dir, Kastamonu’dur, Hatay’dır, İzmir’dir, İstanbul’dur, Ankara’dır…Velhasıl 81 vilayet neyse Mavi Vatan odur..Şimdi diyeceksiniz ne alaka yahu, saydığın yerler vatan toprağı. Doğrudur efendim; lakin Mavi Vatan da “vatan suyudur.” Türkiye’nin bugün 462 bin kilometrekare vatan suyu bulunmaktadır. Bunun 189 bin kilometrekaresi Akdeniz, 172 bin kilometrekaresi Karadeniz, 89 bin kilometrekaresi Adalar Denizi ve 12 bin kilometrekaresi Marmara’dadır.

*****

Şimdi, Mavi Vatan’ın önemini acizane anlattıktan sonra asıl konumuza geçelim: Coğrafyayı doğru adlandırmak! Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yaptığı dönemde vatanperver çalışmalarıyla Mavi Vatan doktrinin mimarlarından olan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, geçtiğimiz haftaki görüşmemizde, “Mekan isimleri, oranın ruhunu yansıtır. Mesela Osmaneli, Orhaneli ve Gaziantep gibi.” demişti. Türk toplumunun bu konuda başta basın mensupları olmak üzere hassas olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Yaycı, “Biz Ege Denizi ve Ege Bölgesi isimlerini artık kullanmamalıyız. Bu isimlerin yerine, Adalar Denizi ve Batı Anadolu isimleri kullanılmalıdır. Oniki Adalar ya da bu bölgedeki Yunan Adaları yerine de Menteşe Adaları kullanılmalıdır.” diye konuştu.

******

Kıymetli komutanımızın-hocamızın görüşlerinden hareket ederek ‘boyumu’ da aşmayarak şu Menteşe Adaları mevzuuna girmek istedim. Sağ olsun, Hoca bu konuda da çeşitli belgeler paylaştı. Yakın zamanda da inşallah Adalar Denizi’ndeki tüm adaların tarihte kullanılan Türkçe isimlerini bulabileceğimiz bir eseri yayımlanacak. Evet, Menteşe Adaları neresidir?  Batı Anadolu’nun güneyindeki illerimizin karşısında sıralanan, yani Adalar Denizinin güneyinde yer alan ve Türkçe adlarıyla; Batnoz, Lipso, İleryoz, Kelemez, İstanköy, İstanpulya, İncirli, İlyaki, Sömbeki, Kerpe, Herki, Kaşot ve Rodos’tur. İlgili adalardaki Türk hakimiyeti 16’ıncı asrın başlarına dayanır. Hatta Çaka Bey zamanında da bir dönem buralara hakim olunduğu çeşitli kaynaklarda geçmektedir. Menteşe Adaları’ndaki hakimiyetimiz 1912 yılındaki Uşi Antlaşmasına değin devam etmiştir. İlginçtir ki, bu antlaşma da İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalandı. 1913 yılının sonunda Londra’da toplanan Büyükelçiler Konferansı’nda, İtalyan işgali Avrupalı devletlerce de tanındı.

*****

Bu adalar kamuoyunda ‘Oniki Ada’ olarak da bilindiği için yazarken kılı kırk yardım. Bilgilerinden istifade etmek üzere Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı aradım ve bu adaların Osmanlı’dan kopuş tarihi üzerine kısa bir sohbetimiz oldu. İlber Hoca, özetle, Oniki Ada’nın bizden kopuşunun 1912’deki İtalyan işgalinden sonra imzalanan Uşi Antlaşmasıyla gerçekleştiğini, geçici olan statünün de İtalya ile İlk Cihan Harbi’nde karşı karşıya gelince kalıcı hale dönüştüğünü belirtti.  “Oniki Ada Lozan Antlaşmasıyla kaybedildi” sözünün haksızlık olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaylı, “Lozan’da, nereye süngümüzle girmişsek orayı onaylattık. Bahsedilen adalar çoktan işgal altındaydı, doğru düzgün bir kadırgamız bile yokken nasıl geri alabilecektik oraları” dedi. Zaten Lozan Antlaşmasının ilgili maddesinde de (15. Madde) “Bugün İtalya’nın işgali altında bulunan” ibaresi geçiyor… Tabii Meis Adası’nın serüveni biraz farklı… Bu adaların Yunan hakimiyetine girişi ise İkinci Cihan Harbi sonrası ve başka bir yazı konusu..Kalın sağlıcakla…