Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğalgaz müjdesi vatana aidiyet hisseden herkesi mutlu etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e göre şimdilik tespit edilen doğalgaz rezervi 7 yıllık ihtiyacımızı karşılıyor ve 65 milyar dolar değerinde… Dönmez, mevcut kuyuda 1000 metre daha derine inildiğinde benzer büyüklükte iki katmana daha ulaşıma ihtimali olduğunu da dile getirdi.

Üstelik 6 bin kilometrekarelik alanın sadece 250 kilometrekaresindeki araştırmaların sonucu bu.

CHP ve müzmin muhalefetin burun kıvırdığı bu rakam ekonomi döngüsüne dahil edildiğinde ortaya çıkacak olan katma değerin hesabını uzmanlar yapsın.

Elbette bu kaynağı Sabiha Gökçen Havalimanı için gereksiz diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gibi 3-5 yıl sonrasına kafası basmayan bir tüccarın cebine koyarsanız cebinizdeki paradan da olursunuz.

Ancak Türkiye’yi boğazına kadar borca batmış, deprem konutları için toplanan parayla memur maaşı ödemiş ülke durumundayken yeniden hayata döndüren, yolları, köprüleri, barajları, hastaneleri, havalimanlarını, tünelleri, dışa bağımlılıktan kurtardığı savunma sanayisi ile sadece 18 yılda yeniden inşa eden Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsediyoruz.

Erdoğan’ın 65 milyar dolarlık kaynağı en az 650 milyar dolarlık katma değere dönüştüreceğini Kemal Bey de adı gibi biliyor.

Ancak her zamanki gibi işlerine gelmiyor. Çünkü onların bu millete verdikleri müjdeler hep zulüm ve eziyet müjdesi oldu. Milletin maneviyatını bitirmek için yaptıkları eziyetleri bir kenara bırakıp bayramda Anadolu’da bir köylünün hatırlattığı CHP müjdelerinden sadece birini aktarayım.

Malum, CHP milletin dini imanı ile uğraşmaktan midesini unuttuğu tek parti döneminin ilk yıllarından itibaren yol vergisini uygulamaya başlamıştı. Vergi Demokrat Parti tarafından kaldırılmıştı.

Erdoğan’ın değerini bilmeyen yeni yetmeler, yol vergisinin ne olduğunu, bugünlerde Yunan gazetesi edasıyla ‘Oruç Reis yasaya aykırı deldi’ başlığı atan Cumhuriyet Gazetesi arşivinden okuyabilirler.

Hatta tiktok kuşağına zahmet olmasın diye ben birkaç not paylaşayım.

Tarik Bedeli Nakdisi isimli yol vergisi Cumhuriyet döneminde ilk kez 21 Şubat 1921 tarihinde TBMM’de yasalaştırıldı. Buna göre 18-60 yaş arası her erkek kellesi bu vergiyi ödemekle yükümlüydü. Gücü yetmeyen bedeniyle çalışarak ödemek zorundaydı.

1937 yılı rakamlarına göre Türkiye’de çocuklar dahil 7 milyon erkekten 280 bini yol vergisini ödeyemediği için zorla yollarda kazma kürekle ya da bir öküz gibi silindire koşularak çalıştırıldı.

Çalışmaya dermanı olmayanlar Yunan esiri muamelesi gördü.

Antalya Türk Ocağı’nın 1925 yılında Başbakana yazdığı yazı CHP’nin nasıl bir zalimlik sergilediğini fazlasıyla özetliyor: “…Osmaniye mahallesinden Girit ve Kıbrıslı Mehmed, imkânı olmaması sebebiyle yol vergisini ödeyemeyeceğini beyan etmiş, fakat zorla tahsil edilmesi kararı üzerine yedi yaşındaki evladını alenen müzayedeye çıkarmış ve elli liraya satmak suretiyle on iki lirayı ödemiştir.”

Yıllık 10-12 liralık yol vergisi 50-100 kuruş yevmiye ile çalışandan da yiyecek ekmeği olmayandan da milyonerden de eşit alınıyordu. Verginin nasıl bir eziyete dönüştüğü gazetelere ve TBMM tutanaklarına da yansımıştı:

“Adapazarı’nda hapishaneler vergisini ödemeyenlerle dolu olup sabahtan akşama kadar iş arayıp bulmayanlar vergisini ödeyemediklerinden hapsedilmişlerdir. Hatta bu sene ödenmek zorunda olunan 13 liraya karşılık ötesini berisini satarak 10 lira bularak verenler bile hapisten kurtulamamışlardır.”

29 Ocak 1931tarihli Cumhuriyet’teki şu haber belki zulmün büyüklüğüne inanmayanları ikna edebilir: “M. Kemalpaşa kazasına tabi (Çatılıbüyük) nahiyesinden bir köylü, yol parası almaya gelen memurun önünde belindeki bıçağı göğsüne saplayarak bu parayı verememekten mütevellit bir yeisle intihar etmiştir.” Yine Cumhuriyet’te çıkan resmi ilan bakın ne diyor: “Eminönü Kaymakamlığı’ndan: Altı lira yol parası borcundan dolayı tahtelhacze alınan eski bir soba ile karyola 16/6/1935 tarihinde Küçükpazar Belediye Tahsil Şubesi önünde satılacaktır.”

Peki CHP topladığı vergileri ve milletin emeğini ne yapıyordu? Ona da Eskişehir Milletvekili Emin Sazak cevap veriyor: “Yol parası diye alırız, tenise sarf ederiz, yol parası alırız valinin otomobiline, valinin konağına sarf ederiz… Bu Büyük Millet Meclisine ve muvaffakiyetli Hükümete yakışır mı? Yol parası diye al, tenis oyununa sarf et, bu olmaz.”

İşte milli araştırma gemilerimizin bulduğu doğalgaza burun kıvıran CHP budur.