Geçtiğimiz Cumartesi (10.12.2016) günü, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Star Gazetesi 2016 Necip Fazıl Ödülleri töreni düzenlendi. Tören kapsamında Fikir ve Araştırma Ödülü’nün Yaşar Çağbayır’averilmesiyle etimolojik sözlük eksikliğimizi yeniden hatırladım.Çağbayır’ı, hazırladığı on ciltlik ve 314 bin kelimelik Büyük Türkçe Sözlüğü nedeniyle ödüle layık bulanları da ayrıca kutlamak isterim. Hatırlanacağı üzere aynı eser, daha önce beş cilt olarakÖtüken Yayınları’nca basılmıştı.

Ödül törenini izlerken, Türkiye’nin siyasi olarak en kritik olduğu dönem olan 2000’de hazırlanan Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı(2001-2005) hatırladım. Plana şöyle bir hedef konmuştu: “Türkçe köken bilgisi (etimolojik) sözlük çalışması başlatılacaktır.” Ülkenin içinde bulunduğu duruma baktığımızda ise gördüğümüz manzara şuydu: 17 Ağustos 1999 depremi yaralarını sarma çalışmaları güç bela devam etmektedir, yakalanan terörist Abdullah Öcalan için verilen idam kararının başbakanlıkta bekletilmesi kararlaştırılmış ve Cumhurbaşkanı Demirel’den sonra yerine Meclis’teki üçüncü tur oylamaları neticesinde Ahmet Necdet Sezer ancak seçilebilmiştir. Dahası, ekonomi %6 küçülmüş, enflasyon %70’e çıkmış, Hazine faizlerinin yıllık ortalama bileşik oranı ise %106’ya dayanmıştı.

Şaşırtıcı olan, öyle bir Türkiye’nin kültürel kalkınma hedefinde etimolojik sözlük hazırlanması vardı. Tam on altı yıl önceki o karamsar tablodan çok uzaktayız şimdi. O sözlük çalışmasına başlandı mı, başlanmadı mı, bilmiyoruz. Ortaya çıkmış etimolojik sözlüğümüz olmadığına göre ya o çalışmalara başlanamadı ya başlandıysa devamı getirilemedi, getirildiyse de ben rast gelmedim.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şu an için Türkçe köken bilgisi (etimolojik) sözlük çalışmasının olup olmadığını bilmiyorum. Bakanlığın gerek 2015-2019 Stratejik Plan hedeflerinde, gerekse 2015 İdare Faaliyet Raporu değerlendirmelerinde sözlük çalışmalarına rastlayamadım. Sayın Nabi Avcı ve üst düzey kültür bürokratlarının mezkûr sözlük çalışmalarını önemsediğini düşünüyorum.

2016 yılına veda edeceğimiz şu günlerde, eğer hâlâ geç kalınmadıysa Türkçe’nin etimolojik sözlüğü çalışmalarına tekrar başlanacağına dair sözlü veya yazılı bir açıklamayı yahut bir işareti görmek istediğimi belirtmek isterim. Zira kültürel iktidar bizde demekle bizde olmuyor. Eskiler, yağmasan da gürle!derlerdi. Ben, hem gürlemekten, hem de yağmaktan bahsediyorum. Aksi takdirde Türkçe’mizin köken bilgisi sözlük sahibi olması için ya AndreasTietze’nin Viyana’da mezardan çıkmasını, ya da SevanNişanyan’ın hapisten çıkmasını beklemek zorunda kalacağız.

Not: Aynı günün gecesi İstanbul’da yaşanan terör saldırısı nedeniyle ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar ve aklı başında olan tüm ülke insanımıza da başsağlığı diliyorum: Son ocak tütene kadar buradayız. Saymakla bitmeyiz!