Dün bir konvoy hareket etti İstanbul’dan. Binlerce insan bir araya geldi dört bir yandan. Cep telefonumun mesaj kutusuna bir SMS daha düştü, “Ümmetin imtihanı Halep’te…” diye başlayan. Mesaj guruplarında yüzlerce kişiden binlerce mesaj yağıyor konusu Halep olan. Halepli anaların ve çocukların dramını okuyoruz insanlığını yitirmemiş her haber sitesinin ekranından.

Sosyal paylaşım siteleri, ya en çok tıklamayı almak ya da insanlığın vicdanına dokunacak en vurucu anı yakalamak için, vurulmuş bebek fotoğrafları ile geçiyorlar son dakika haberlerini. Televizyon kanalları, soyut düşünemeyenlere yardım ederek sesli ve hareketli oynatıyor vahşeti. Dünya devletleri çağrı yapıyor, “Bir an önce imzalayın” diye ateşkesi. Onlarca cana kıyan bir bombanın patlaması tekrar bozuyor yirmi dört saat bile sürmeyen sözleşmeyi.

Uzmanlar, Halep’in düşmesinin askeri ve politik sonuçları üzerine uzun programlar yapıyor. İnsani krizin, göç dalgasının, demografik dağılımın doğuracağı yeni riskleri ve durumları analiz ediyorlar. Eski bir bakan sosyal medya adresinden “Suriye ordusunun Halep’i temizlemesindeki becerisine” vurgu yapıyor. Bir diğer siyasetçi “Biz demedik mi Suriye Mısır değildir diye” had bildiriyor.

Okullarda dersler işlenmeye devam ediyor. Çocuklar minik elleri ile yardım paraları topluyorlar Halep adına. Kermeslerde satılan böreklerden bol bol alıyoruz öğle yemeği paydosunda. İnsani yardım kuruluşları gece gündüz un çuvalı taşıyor sınır ötesindeki muhacir kamplarına. Cep telefonlarının mesaj kutularına bir cümle daha düşüyor: “Halep için göndermiş olduğunuz meblağ hesabımıza…”

Sonuç? Sonuç, yazının bitişi. Yazmak, sadece kayıt düşmek anlamına gelecek belki. Okuyacak iki dudak bulabilirse tabii. Zulüm üzerine yazma vakti bitmiştir. Zulüm üzerine yazılmadık şey kalmamıştır. Yeniden yazılanlar zulmün devam ettiğinin habercisidir sadece. Zulmü bitirecek şeyler değildir. Zalimin zulmünü bitirecek tek şey vardır, o da bizde yoktur.

Haliyle bu yazıyı uzatmanın da bir önemi kalmamıştır. Sorunumuz mu ne? Sorunumuz; Halep’in orada, bizim burada olmamızdır.

Buradan Halep’e yola çıkan yiğitlere selam olsun.

Allah(cc), çabalarını karşılıksız bırakmasın.

Bizler, geride kalanlarla beraber onlara dua ediyoruz.

Bir de resmî ve sivil yardım kuruluşlarına ücreti mukabil mesaj atıyoruz…