Yemen’e müdahale eden Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri koalisyonuyla, Riyad’da ikamet eden Cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur Hadi’ye bağlı hükümetin bakanları arasındaki kriz gün geçtikçe daha da büyüyor.

Suudi Arabistan gazetelerinden Ukaz, geçenlerde yayınladığı bir haberde Yemenli bazı bakanları ve gazetecileri hedef aldı.

Gazetenin isimlerini vererek “hain” ilan ettiği bakanlar İçişleri Bakanı Ahmed el-Meyseri, Parlamento Başkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Abdülaziz Cebari ile müstafi Ulaştırma Bakanı Salih el-Cebvani.

Haberde, söz konusu bakanlar ile Muhtar er-Rahbi ve Enis Mansur gibi gazetecilerin “Katar’dan para aldıkları”, “koalisyona saldırarak Türkiye ve Katar hesabına çalıştıkları” öne sürülüyordu.

Ukaz’ın Yemenli bakanlara ve gazetecilere yönelik haberine el-Arabiya kanalından ve BAE medyasından da destek geldi.

Öncelikle bir noktanın altını çizmek gerekiyor:

Yemenli bakanların hedef alınması Ukaz gazetesinin kendi görüşü olamaz.

Çünkü Suudi Arabistan’da hiçbir gazete veya televizyon böyle bir konuda hükümetin onayı olmadan bu şekilde haber yapamaz.

Yani Yemenli bakanları ihanet ile suçlayan aslında Suudi Arabistan hükümeti.

İtham edilen bakanların bağlı olduğu Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur Hadi ise oldukça uzun bir süredir Riyad’ın “konuğu”.

Bakanların ve gazetecilerin “ihanet” ile suçlanmalarının sebebi, Suudi Arabistan-BAE koalisyonunun Yemen’deki yanlışlarını eleştirmeleri ve ihlallerine karşı çıkmaları.

Örneğin, koalisyonun neden hiçbir Husi militanı olmayan ve başkent Sana’dan yüzlerce kilometre uzakta bulunan Sokotra adasına asker gönderdiğini ve BAE destekli ayrılıkçıların adanın kontrolünü ele geçirmeye çalışmasını sorgulamaları “ihanet” sayılıyor.

Riyad ve Abu Dhabi, Yemenlilerin kendilerine sorgusuz sualsiz itaat etmelerini istiyor.

Husilerin gerçekleştirdiği darbeye son vererek darbecileri Sana’dan kovmak iddiasıyla Yemen’e askeri müdahale başlatan koalisyon güçlerinin bugün gelinen nokta itibariyle çok daha farklı emeller peşinde olduğunun deşifre edilmesinden rahatsız oluyorlar.

En çok da Yemenlilerin “Libya’daki meşru hükümet güçlü ve gerçek bir dostla, Türkiye’yle ittifak yaptı, kazandı. Biz ise güçsüz ve güvenilmez ülkelerle, Suudi Arabistan ve BAE’yle ittifak yaptık ve kaybettik” şeklinde kıyaslama yapmalarına tahammül edemiyorlar.

Ukaz’ın hedefindeki gazetecilerden Enis Mansur, yaklaşık on gün önce yayınladığı videoda benzer şeyler söyledikten sonra Yemen’de Türkiye’nin müdahalesine ihtiyaçları olduğunu ifade etmişti.

Suudi Arabistan’dan gelen “ihanet” suçlamasına Yemenli bakanlardan cevap gecikmedi.

“Ülkemin çıkarlarını savunmak ve koalisyonun keyfi tutumuna itiraz etmek suçsa bu suçtan onur duyarım” diyen Abdülaziz Cebari, Katar’dan para aldıkları iddiasını da reddetti ve Yemen’in çıkarlarını dünyanın hazinelerine değişmeyeceklerini söyledi.

Riyad-Abu Dhabi koalisyonunun vatansever Yemenli bakanları ve gazetecileri “satılık” olmakla itham etmesi kendi içinde çelişkili bir iddia.

Çünkü söz konusu bakanlar ülkelerinin çıkarlarını peşkeş çekecek karakterde olsalardı BAE’yi tercih etmeleri kendileri için çok daha kârlı olurdu.