İnsan hayatı kısa, kitaplar ise çok fazla. Şöyle kaba bir hesapla her gün bir kitap okusak dahi ömrümüz boyunca okuduğumuz kitapların sayısı mütevazı bir kütüphane kurmaya ancak yeter. Şu halde bu kısa ömrümüzde okuyacağımız kitapları seçmek, bazılarına öncelik vermek durumundayız. Benim tavsiyem bir taşla iki kuş vurabileceğiniz kitapları tercih etmenizdir. Bu listenin en başında ise hatırat kitapları gelir.

Hatırat türü ilk kez 16. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkmış ve 18. yüzyıldan itibaren romandan sonra en fazla okunan edebiyat türü olarak yaygınlık kazanmıştır. Hatırat olarak adlandırılmasa da içerisinde hatıraların da yer aldığı kitaplar İslam coğrafyasında çok öncesinde yazılmaya başlanmıştı. Lakin başlı başına hatıralardan oluşan ve bu hatıraları edebi bir dil ile ortaya koyan ilk örnekler Fransa’da görülür. 19. yüzyılda zirveye çıkan bu türün yüzlerce örneği halen okunmaya devam ediyor. Hatırat denildiğinde içerisine mektup, seyahat, günlük, söyleşi, otobiyografi gibi edebi türlerin de dâhil olduğu geniş bir kavram akla gelmelidir. Şimdilerde buna portre yazarlığı da eklendi. Bizde Nihat Sami Banarlı, M. Orhan Okay, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Kurtuluş Kayalı, Reşit Güngör Kalkan bu alandaki sağlam çalışmalarıyla biliniyor.

Hatırat; olgunluk döneminde kaleme alınması, pek çok değerli tecrübeyi yansıtması ve samimi bir dille yazılmış olması gibi sebeplerle oldukça önemli kaynaklardır. Sadece edebi değeri bakımından değil aynı zamanda dönemin olaylarını anlayabilmek açısından da tarihi önemi bulunan bir türdür. Özellikle devlet adamlarının, büyük edebiyatçıların veya askerlerin kaleminden çıkan hatıratlar dönemi aydınlatmak bakımından altın değerindedir. Bu sebeplerle hatırat okumak aynı zamanda o yazarın tüm ömrünün birikimini, yaşantılarını, tavsiyelerini birinci elden öğrenebileceğiniz kıymetli eserlerdir. Hele ki söz konusu hatırat roman tarzında akıcı bir üslupla yazılmışsa tadına doyum olmaz.

İlk okuduğum hatırat kitapları

Henüz ortaokul ve lise yıllarında okuduğum hatırat kitapları halen dimağımı beslemeye devam ediyor. Aynı dönemde daha pek çok kitap okumuşsam da aklımda daha çok hatıra kitaplarının kalmış olması bu türün kalıcılığına yaşanmış bir örnektir. İsmet Özel’in “Waldo Sen Neden Burada Değilsin”, Cahit Zarifoğlu’nun “Yaşamak”, Hasan El Benna’nın “Hatıralarım”, Muhammed Esed’in “Mekke’ye Giden Yol”, Abdulkadir Es-Sufi’nin “Gariplerin Kitabı”, Sezai Karakoç’un -halen kitaplaşmamış- “Hatıralar”ı, Cemil Meriç’in “Jurnal I-II”, Zeynep Gazali’nin “Zindan Hatıraları”, Necip Fazıl’ın “Babıâli”, Alex Haley’in “Malcolm X”, Said Halim Paşa’nın “Buhranlarımız”, Cenab Şahabettin’in “Hac Yolunda”, Şevket Süreyya Aydemir’in “Suyu Arayan Adam”, Rıza Nur’un “Hatıralarım” gibi eserleri bu dönemde okuduğum ve ufkumu önemli ölçüde genişleten çalışmalardı.

Osmanlı’da hatırat kitapları

Hatırat türü tıpkı roman gibi Tanzimat’la birlikte ülkemize girmiştir. İlk örneklerine 19. yüzyılda rastlasak da asıl gelişimini 20. yüzyılda sağlamıştır. “Hatırat” kavramı da ancak 20. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Ziya Paşa’nın “Defter-i Amal”i ile Muallim Nâci’nin “Medrese Hatıraları” türün Osmanlıdaki ilk örneklerindendir. Şeyh Şamil’in “Hatıralar”, Melek Hanım’ın “Haremden Mahrem Hatıralar”, Ahmet Cevdet Paşa’nın “Maruzat”, Gazi Osman Paşa’nın “Plevne Hatıraları”, Mehmed Arif Bey’in “Başımıza Gelenler”, Ahmed Muhtar Paşa’nın “Hayatım”, Sultan Abdulhamid’in “Siyasi Hatıratım”, Hayrullah Efendi’nin “Avrupa İzlenimleri”, Kazım Karabekir’in “Hayatım-Hatıralarım”, Liman Von Sanders’in “Türkiye’de Beş Yıl”, Ahmet Rasim’in “Falaka ve Gecelerim”, Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Edebiyat Hatıraları” bu dönemin akla gelen önemli eserlerindendir.

Son dönem

Son on yılda hatırat kitaplarının yaygınlaştığı gözleniyor. Yeni nesiller Tanzimat’tan Cumhuriyete uzanan yılları bu hatıratlar üzerinden okuyor ve özellikle Cumhuriyetin ilk 30 yılındaki karartmayı bu tür hatıratlar üzerinden aşmaya çalışıyor. Son döneme ait okuduğum ve beğendiğim hatırat kitaplarını buna örnek gösterebilirim. Halil İnalcık’ın “Tarihçilerin Kutbu”, Kemal Karpat’ın “Dağı Delen Irmak”, A.Yüksel Özemre’nin “Üsküdar’da Bir Attar Dükkânı”, Münevver Ayaşlı’nın “İşittiklerim Gördüklerim Bildiklerim”, Mahir İz’in “Yılların izi”, Yahya Kemal’in “Hatıralar”, Ali Ulvi Kurucu’nun “Hatıralarım”, İbnülemin Mahmud Kemal’in “Hoş Sada”, Ayşe Osmanoğlu’nun “Babam Abdulhamid”, Yakup Kadri’nin “Politikada 45 Yıl”, Tevfik İleri’nin “Yassıada Mektupları”, Ali Fuad Başgil’in “Hatıralar”, Uğur Derman’ın “Ömrümün Bereketi”, Hayreddin Karaman’ın “Bir Varmış Bir Yokmuş”, Semavi Eyice’nin “İstanbul’un Yaşayan Efsanesi”, Aliya’nın “Tarihe Tanıklığım”, Yavuz Bülent Bakiler’in “Unutamadıklarım”, Emin Ersoy’un “Babam Akif”, Ayşe Şasa’nın “Bir Ruh Macerası”, Tosun Bayraktaroğlu’nun “Amerika’da Bir Şeyh”, Necmeddin Erbakan’ın “Davam”, Samiha Ayverdi’nin “Hatıralarla Başbaşa”, Annemarie Schimmel’in “Doğudan Batıya”, Emin Işık’ın “Nurettin Topçu”, Çerkes Ethem’in “Hatıralar”, Vecihi Hürkuş’un “Bir Tayyarecinin Anıları”, Akif Emre’nin “Çizgisiz Defter”, Hasan Aycın’ın “Muşahedat”, İhsan Süreyya Sırma’nın “Yalan Dünyayı Adımlarken”, Bilal Kemikli’nin “Memleket Yazıları”, Edward Said’in “Yersiz Yurtsuz”, Mahmut Bıyıklı’nın “Yaşayan Hatıralar”, Nurettin Durman’ın “Haydi Bana Eyvallah”, Ayşe Hümeyra Ökten’in “Dindar Bir Doktor Hanım” son on yılda okuduğum eserlerden bazıları. Daha pek çok eser var lakin bu kadarıyla iktifa ediyorum. Kısacası “Hatırat” kitapları her zaman listenizin başında olsun derim. Çünkü bir kitap sayesinde yüzlerce kitabın özüne ulaşabiliyorsunuz. İyi okumalar.