On yıldır Libya bir kâbus yaşıyor.

Libya’yı çatışma zemininden barış masasına getiren Türkiye oldu.

12 ülke bir araya geldi, peki neden şimdi?

Elbette askeri ve diplomatik güç olarak Türkiye’nin özne rolünün belirmesi, süreçteki ana etken.

Andılar ki; Libya’daki süreç ellerinden kayıp gidecek.

Kimse Libya’nın refahının veya huzurunun derdinde değil. Tıpkı Afganistan’da, Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi.

Tabii ki Türkiye’yi bu tablodan ayrı tutacağız.

Türkiye, her zamanki gibi ilkesel durdu, durmaya devam edecek.

Peki nasıl mı?

Türkiye, Libya’da menfaatperest yaklaşımlarla çıkarına odaklı bir politika gütmüyor. Türkiye, Libya halkının geleceği için uzun vadeli bir vizyon planına destek veriyor.

Bu planı dört aşamada özetleyebiliriz:

1- Libya’da çatışmaların son bulması.

2- Demokrasi zemininin oluşturulması.

3- Hukuk devletinin inşası.

4- Ekonomik kaynakların halka döndürülmesi.

Bu yaklaşım üç günlük bir plan değil. Hedefleri ciddi emek isteyen, sofistike bir yaklaşım içeriyor. Türkiye’nin desteği kısa, orta ve uzun vadeli olacak.

ERDOĞAN’IN DIŞ POLİTİKASI VE İLKESEL DURUŞ

Şimdi birileri çıkmış, “Türkiye’yi oyuna getirdiler, masa ile oyalıyorlar” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan şartlara göre; ‘oyun bozan’ veya ‘oyun kuran’ politikalarıyla oyunun belirleyici bir aktörü konumunda. Şu durumda hiçbir şekilde Türkiye, Libya’da geri adım atmış değil. Sadece hamlelerin zamanı kollanıyor. Gerektiği zaman, gerektiği kadar…

İlkesel duruştan bahsetmişken şunun da altını çizelim; Türkiye askeri anlamda bir aksiyon için tezkeresini Meclis’ten çıkarmış bir akıl ortaya koydu. Peki ya Rusya? Rusya’nın böyle bir durumu yok fakat sahaya baktığınızda iki bin beş yüz paralı askerin varlığını görüyoruz. Bu örnekten de çıkaracağımız sonuç; Türkiye her şeyi hukuk kuralları ekseninde, ilkesel duruş kapsamında ve proaktif bir yaklaşımla ortaya koyuyor. İçiniz rahat olsun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Serraç ile Hafter arasında arabuluculuk mu yapıyor?” diye soranlar var.

Sayın Erdoğan, bu sorunun cevabını Berlin dönüşü uçakta verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teröristle masaya oturmadım, oturmam” dedi ve bunu Putin’e de söylediğini aktardı.

İşte ilkesel duruş, tam da böyle bir şeydir.

DOĞU AKDENİZ’DE YENİ SÜRPRİZLERİ BEKLEYİN

Geçtiğimiz hafta İtalya Başbakanı Conte, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.

Döndükten sonra İtalya’dan yapılan bir açıklama dikkatleri çekti.

İtalya, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz doğalgaz boru hattı projesi olan EastMed’i “seçenek dışı” olarak niteledi.

Ve Yunanistan, Berlin Konferansı’na katılamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doğu Akdeniz başlığı üzerinden yaptığı açıklama: “Akdeniz’de Libya’nın yanında üçüncü, dördüncü veya beşinci ülkeyle de çalışabiliriz.”

Akdeniz, Türkiye için sürprizlere gebe.

Yunanistan ise yalnızlaşmaya devam edecek.