Mili Eğitim Bakanlığı bünyesinde zaman zaman farklı pozisyonlarda idari görevlendirmeler yapılmaktadır. Bu görevlendirmelerin idari tasarrufla kamu personelinin üzerinden alındığına sıkça rastlanılmaktadır. Ya da özelleştirme, kamu kurumlarının kapatılması gibi hususlar neticesinde kamu çalışanları araştırmacı kadrosuyla farklı kamu kuruluşlarına aktarılmaktadır.

Tüm kamu kuruluşlarında araştırmacı kadrosu bulunmaktadır. Bu kadrolardaki yetişmiş, kamu tecrübesine haiz insanların ilgisizlikten yakındıkları hatta kendilerine görev verilmemesinden kaynaklı serzenişte bulundukları bilinmektedir. Esasında kamu personel planlaması yapılırken boş kadrolarda “kızakta beklemek” olarak adlandırılan kadrolarda bulunan kamu çalışanlarıyla ilgili bir reform çalışmasına gidilmesi elzem görünmektedir.

Merkez valiler, Bakan müşavirleri, araştırmacı kadrosundaki çalışanlara farklı kurumlarda bu şekilde görev tanımı olan fakat yapacak işi olmayan onlarca pozisyon eklenebilir. Meselenin özünde kamu kaynaklarının yerinde ve verimli değerlendirilmesi yatmaktadır. Bir kişi il müdürü, il müdür yardımcısı, ilçe müdürü olarak görev yapmış, vatana millete onca yıl hizmet etmiş, kendi alanında çok önemli tecrübeler edinmiştir. Fakat bir sabah ansızın görevden alındığını eline tutuşturulan kararname ile öğreniyor.

Çözüm önerisi olması bakımından bu kadroların çok kolay ve kısa sürelerde değiştirilmemesi gerektiği ifade edilebilir. Şayet görevde bir aksaklık varsa bu çalışanlara yine objektif ve adil olmak şartı ile bir alt görev olan kadroların verilmesi fakat bu insanlardan yine kamu hizmeti üretmesi beklenebilir.

Özellikle MEB’de araştırmacılar ne iş yapar sorusuna cevap bulmak çok güç. Milli Eğitim Bakanlığı araştırmacı kadrosundaki tecrübeli, devlet geleneğini ve işleyişini bilen insanlardan mutlaka faydalanmalıdır. Bu insanlara yüklenen “Size maaşınızı veririm fakat iş vermem.” anlamına gelen mevcut araştırmacı anlayışından vazgeçilmelidir.

YKS-LGS SÜRECİ BU YIL SORUNSUZ YÜRÜYOR

2020 sınav öğrencileri açısından çok sıkıntılı geçti. Sınav tarihleri ertelendi, sonra öne alındı derken gençler uzun bir süre stres ve ikilem içerisinde hazırlıklarını sürdürdüler. 2021 yılı öğrencileri covid19 sürecinde olunmasına rağmen daha şanslılar. Bu yıl MEB ve OSYM süreci daha sakin ve doğru yürüttüler halen de süreç aynı şekilde yürümekte.

LGS tarihi henüz açıklanmadı fakat bu durum öğrenciler için bir negatif etki oluşturmuyor. Zira sınavın haziran ayı içerisinde yapılacağı tüm tarafların malumu. YKS tarihi açıklandı 26-27 Haziran tarihlerinde TYT ve AYT sınavları yapılacak. Başvuralar henüz başlamadı ancak önemli olan sürecin belirsiz olmaması ve sınav tarihinin açıklanması.

Öğrenciler bu süreçte kendi işlerine bakmalılar, sınav hazırlıklarını tüm konulardan sorumluyuz bakışı ile yürütmeliler. Sahanın beklentisi sınav içeriği ve yöntemi üzerinde çok fazla oynamanın, değişikliklerin olmaması yönünde.

Ayrıca 22 Ocak tarihinden itibaren DYK kurslarının ve özel öğretim kurslarının eğitim öğretime açılması da çok anlamlı ve çok yerinde bir karar. Evlerde bunalan sınav öğrencileri ve kurumlar için bir nefes alma anlamında değerlendirilebilir.

15 Şubat, sınav öğrencilerinin yüz yüze eğitime başlayacağı tarih olarak gözükmekte. Artık bu süreç daha fazla zedelenmemeli, maske mesafe ve temizlik kuralına tüm toplum azami düzeyde riayet etmeli. Aksi takdirde kayıp nesillerin kaybettikleri çok fazla problem noktası oluşacak.