BAE’nin halk ithali

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid, vatandaşlık kanununda değişiklik yaptıklarını, ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmaları için yatırımcılara ve yetenekli bilim adamlarına, doktorlara, mühendislere, sanatçılara BAE vatandaşlığı vereceklerini açıkladı.

BAE’nin toplam nüfusu 9,8 milyon civarında.

Nüfusun sadece yüzde 15’ini yerel halk ve geri kalanını ise 200 değişik ülkeden çoğu iş için gelen yabancılar oluşturuyor.

Ülkede yaşayanların yüzde 25’i Hindistan ve yüzde 13’ü Pakistan vatandaşı.

Yani Hintliler BAE’de yerel halktan daha kalabalıklar.

Muhammed bin Raşid’in duyurduğu kanun değişikliğine BAE’lilerden ve özellikle de baskılar sebebiyle ülke dışında yaşamak zorunda kalan muhaliflerden büyük tepki var.

Ülkeyi fiilen yöneten Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in “vatanı satmaya” hazırlandığını söylüyorlar.

Yabancılara vatandaşlık verme işlemi yoğun bir şekilde uygulanırsa doğma büyüme BAE vatandaşı olanların nüfus içindeki oranı iyice düşecek.

Ataları o topraklarda yaşayan doğma büyüme BAE vatandaşı “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” haline gelecek.

Bu nedenle karar, “BAE rejimi zaten azınlık olan yerel halkın oranını daha da azaltmak için ülke dışından halk ithal edecek” şeklinde yorumlanıyor.

Kararın bir başka sakıncası ise BAE vatandaşlığına sahip olacak kişilerin Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelere rahat bir şekilde girip çıkabilecek ve oralarda mülk edinebilecek olmalarında yatıyor.

BAE, geçen yıl Eylül ayında Beyaz Saray’da Trump’ın huzurunda İsrail ile ilişkilerini normalleştirecek anlaşmaya imza atmıştı.

O tarihten bu yana İsrail malları ve İsrailli yatırımcılar BAE pazarına akın ediyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ticaret anlaşmasıyla İsrail ekonomisine milyarların pompalanacağını söylerken, iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacminin kısa sürede 4 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.

Vatandaşlık kanununun İsrail’le yapılan normalleşme anlaşmasından sonra değiştirilmesi dikkat çekici.

Değişiklikle birlikte İsraillilere BAE vatandaşlığı yolu açılıyor.

Dolayısıyla önümüzdeki günlerde BAE vatandaşı olacak bir İsrailli hem BAE’de ve hem de diğer Körfez ülkelerinde mülk edinip iş yapabilecek.

Örneğin vize almasına gerek kalmadan Suudi Arabistan’a BAE vatandaşı sıfatıyla rahatlıkla girip çıkabilecek.

Bazı gözlemciler, kanun değişikliğinin sırf İsraillilere vatandaşlık verebilmek için yapıldığını iddia ediyor.

BAE, Arap Baharı karşıtı cephenin “operasyon merkezi” olsa da devrim rüzgârlarından herhangi bir şekilde etkilenmedi.

Bunun en önemli sebebi, halkın ülke nüfusunun çok az bir kısmını oluşturması.

Onların da yine bir bölümü rejimi destekliyor ve mevcut yönetimden faydalanıyor.

Kısacası ortada başkaldıracak bir halk yok.

Ülkede işlerin çoğu profesyonel yabancı idareciler ve çoğu Asyalı yabancı çalışanlar tarafından yönetiliyor.

Muhammed bin Zayed’in politikalarını eleştiren üç-beş kişi de ya hapiste ya da ülke dışında.

BAE rejimi dışarıdan ithal ettiği halkla ve yabancılarla bugün gemisini yürütüyor görünse de oluşturduğu yapay ve çarpık demografinin gelecekte ülkenin başına büyük sorunlar açacağı kesin.