Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog, Antropolog­dan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulun­maktadır. Birden yağmur bastırınca yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şey ik­ram etmek için ayrılır.

Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yer­den bir metre kadar yukarıda, taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabilece­ğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı:

—Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış.

Fizikçi:

—Adam sobayı yükselterek konveksiyon yo­luyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak is­temiş.

Jeolog:

—Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.

Matematikçi:

—Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısın­masını sağlamış.

Antropolog:

—Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nede­niyle sobayı yukarıya kurmuş.

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yu­karıda olmasının nedenini sorarlar.

Adam:

—Boru yetmedi!..

Türkiye’de yıllardır süren, bir türlü çözüm üretilemeyen bir ihanet sorunu var. Bu millete, milletin değerlerine, inançlarına kin ve nefret kusan kökü dışarıda, kendileri içimizde bir ihanet şebekesi, hainler güruhu var.

Bu ihanet şebekesi;

*Bazen askerî vesayetle, darbelerle; bazen basın yayın yoluyla, bazen eğitim öğretim kılıfıyla, bazen bürokraside yuvalanarak devlet kademelerine hâkim olup milletimize, değerlerimize saldırıyor.

*Yerli ve millî olan her şeye düşmanlık yapıp değerlerimize, kültürümüze, tarihimize yabancı ne varsa onları baş tacı edip rol model olarak önümüze koyuyor.

* İslam’ı ve Müslümanları tehlike görüp darbe yapıyorlar. İslami hassasiyet sahibi insanlara hayatı zindan ediyorlar.

* Terör örgütlerini ve yöneticilerini siyasetçi, siyasi lider diyecilalayıp parlatıp milletin önüne koyuyorlar.

*Belli eğitim kurumlarını ilim/bilim fetişizmi ve faşizmi ile dokunulmaz kılıp terör yuvası, İslam ve Müslüman düşmanı üretme merkezi hâline getiriyorlar.

Biz de “Bu millete, değerlerine, geleneğine, tarihine düşman bu kadar hain nasıl türedi, neden bir türlü bitmiyorlar?” diye tartışıp duruyoruz. Hepimiz farklı fikirler öne sürüyoruz. Hâlbuki diploması, akademik kariyeri olmayan ama Anadolu irfanına sahip bir yaşlı amcaya, yaşlı teyzeye sorsanız nasıl biteceğinin cevabını çok basit ve net olarak verir:

*Bu millete, değerlerine, kültürüne ihanet edeni bu topraklarda yaşatmayın!..

*Bu milletin değerleriyle, kültürüyle, tarihiyle sorunu olan ve ihanet yuvasına dönüşen eğitim kurumlarını kapatın!..

*Bu milletin çocuklarını eğitim adıyla ne olduğu belirsiz müfredatla yıllarca zehirletmeyin, onun yerine daha az ve öz bir müfredatla millî ve manevi değerlerle kuşanmasını sağlayın!..

Bu devletin askerine, polisine kurşun sıkan, bölücülük yapan kim varsa devletin tüm imkânlarından mahrum bırakıp ülkeye sokmayın!..

Hain kalır mı o zaman?