Kıbrıs’ta müzakerelerin 2017 yılında çökmesinin ardından taraflar, BM Genel Sektereri Antonio Guterres’in çağrısı üzerine mart ayının başında yeniden bir araya gelmeye hazırlanıyor. Görüşmelerin adresi New York. Kıbrıs Rum ve Türk temsilcilerinin yer alacağı toplantıya İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın temsilcileri de garantör ülke sıfatıyla katılacak. Ayrıca Avrupa Birliği de gözlemci statüsüyle görüşmelerde yer alacak.

BM öncülüğünde gayri resmi bir şekilde icra edilecek konferansın amacı, tarafların Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm önerilerini ortaya koymasını sağlamaktır. Böylece kapsamlı bir müzakere için ortak bir zeminin bulunup bulunmadığı yoklanacaktır. Bu kapsamda konferansa katılacak ülke temsilcilerinin, şubat ayının başından beri Kıbrıs’a resmi ziyaretler gerçekleştirdikleri görülmektedir.

Şimdiye kadar Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis adayı resmi düzeyde ziyaret etti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in de gelecek hafta Kıbrıs’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Tarafların bu ziyaretler yoluyla, görüşmelerde ileri sürecekleri çözüm önerilerine son şeklini vermeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Türk tarafı, “siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli federasyon” tezinin artık müzakere edilmemesi konusundaki ısrarcı ve kararlı tavrını korumaktadır. Türk tarafının çözüm için yeni önerisi, “eşit haklara sahip iki egemen devlet” formülüdür. Türkiye ve KKTC temsilcilerinin egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm teklifine diğer tarafların sıcak bakmadığı, yapılan resmi açıklamalardan anlaşılmaktadır.

Rum ve Yunan tarafı, “siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli federasyon” dışında herhangi bir çözümün müzakere edilmeyeceğini belirtiyor. Ayrıca Rum ve Yunan tarafı, garantörlük sistemi ile Kıbrıs dışındaki ülkelerin adada asker bulundurma hakkının ortadan kaldırılmasını ön şart koşmaktadır. Buradaki asıl amaç, Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlük yetkisi ile adada asker bulundurma hakkını sona erdirebilmektir. Konferansa gözlemci statüsünde katılacak AB’nin ise Rum ve Yunan tezlerini desteklediği bilinmektedir. Kısacası Türk tarafının öne sürdüğü “iki devletli çözüm” önerisini ne Rum kesimi ne de AB kabul etmektedir.

4 Şubat’ta adayı ziyaret eden İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın temasları ve sonrasında İngiltere’nin çözüm önerisine ilişkin basında yer alan haberler dikkate alındığında, Londra’nın “gevşetilmiş federasyon” modeline sıcak baktığı görülmektedir. İngiltere’nin gevşetilmiş federasyon formülüyle Türk ve Rum tarafının önerilerine bir ara formül oluşturmaya çalıştığı söylenebilir.

Geçmişten bugüne Kıbrıs sorununa ilişkin tarafların tutumları incelendiğinde iki önemli noktanın var olduğu anlaşılmaktadır. Birincisi, Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini ve kararlara etkin katılımını sağlamayan bir çözüme Türk tarafı asla yanaşmayacaktır. İkincisi ise KKTC devletinin tanınmasına veya adadaki statükoyu resmileştirmeye dayalı iki devletli çözüm önerisine Rum tarafı katiyen “evet” demeyecektir.

Bu noktada göz ardı edilmemesi gereken husus, Kıbrıs’ta olası bir çözümün ancak iki tarafın onayıyla olabileceği gerçeğidir. Gelinen aşama itibariyle yıllardır müzakere edilen “siyasi eşitlik” ilkesine “egemen eşitlik” güçlü bir alternatif sunmak üzeredir. Dolayısıyla Rum tarafı için tek çıkar yol, Türk tarafına siyasi eşitlik için güçlü teminatlar sunacak yeni bir çözüm önerisidir. Aksi halde hiç istemediği “egemen eşitlik” tezini er ya da geç müzakere etmek durumunda kalacaktır.