“Senin için işin sonu başından daha hayırlı olacaktır.” Bu ayette ilham verici latif bir mesaj, müthiş bir müjde fısıldanıyor…

Adeta “siz hayırlı işler için niyet ederseniz ben de o işlerin sahibi olurum” denilmektedir. İyi niyetle başlanan her iş, amaçtaki ulviyet ölçüsünde anlam kazanmakta, sıratı müstakimde olanın, olmaya çalışanın istikametindeki azmi ve sebatı oranında bu inanç yüce bir davaya dönüşmektedir.

Hedef belirlemek ve bu hedefe ulaşacağını hayal ederek çalışmak, sonra tekrar çalışmak, sonra tekrar…

Bu değişimin vazgeçilmez bir prensibi, başarıya ulaşmak için ilahi bir yasadır. Salih bir eyleme, son eylem nazarıyla bakılmamalıdır. Sanki ayet bize “Başladığın bu işi, bunu bitirip, başka bir işe başlamak üzere başla!” şeklinde bir mesaj fısıldıyor…

Ulvi hedefe doğru giden yolun sonsuzluğunu anlatarak; sen bitiremezsen (tıpkı senden önce bitiremeyenler gibi) senden sonra geleceklere hayr üzere bir yol aç ki onların çalışmasından da senin hissen olsun. Hayatını böyle yaşa ki hiçbir anında boşluk olmasın. Yaşamının her dönemi bu ulvi hedefe hizmet ile geçsin.

Her zaman yeni bir iş vardır. Çünkü doğa da her an bir oluş, yaradılış ve değişim vardır. Her oluş da O’nun bilgisi dışında olmaz.
Kuran’ı Kerim En’am Suresi 59. Ayet: “…O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir…”

Yola devam

Her son aslında yeni bir başlangıçtır. Tıpkı heyecanla okuduğunuz bir kitabı okurken, bir sayfayı bitirirken diğerine geçmeye hazırlanmak gibi… Sırtımıza yüklendiğimiz yükün ağırlığı bir yana bazen insanların vefasızlığının, nankörlüğünün verdiği üzüntü, kas ağrılarının ve yorgunluklarının ağrılarından daha fazla acıtabiliyor evet ama: bu yolun yolcusunun hizmet ettiği bu ulviyetin verdiği manevi haz; bütün yaşananları O’nun hatırına sineye çekerek her şeye rağmen yola devam etmesi için tarifsiz bir güç kaynağı olacaktır.

“Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.(her işinde) Rabbine yönel.”

Son ayet Dünya telaşına bir ruh katmaktadır. Nasıl ruhu çıkan bir beden cansız bir et yığını haline geliyorsa hedeften yoksun bir yaşamda boştur, ruhsuzdur. Başladığımız iş “Allah adına!” ve O’nun rızası için olursa sonuç ne olursa olsun anlamlı ve ulvi bir değer ifade eder.

İşin sonunda “Ben niçin, kimin için bu kadar çabalıyor, yoruluyorum ki” sorusuna vereceğiniz cevap çok önemlidir. Bir beşer için ömrünüzü verirseniz sonunda alacağınız cevap “Benim için ne yaptın ki?” olacaktır. Oysa “Allah adına” O’nun rızası için cehd/çaba içerisindeyseniz karşılığının O’nun büyüklüğü kadar olacağından emin olabilirsiniz.

Kuran’ı Kerim Bakara Suresi, 62. Ayet: “Şüphesiz, kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve Salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”

Kuran’ı Kerim Al-i İmran Suresi, 185. Ayet: “Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.”

İnşirah suresi ilk ayetlerinde bütün nefsi arzu ve isteklere, “Sadr” darlığından kurtulup inşiraha kavuşmak için pratik bir çözüm önermekte ve son ayette de Rabbe yönelerek, yalnız O’nun rızası için hayırlı işler yaparak yaşamayı da ulvi bir hedef olarak belirlemektedir.