Denge ve dengelenme hayatın her anında, her alanında, her zerresinde olduğu gibi ekonominin de her noktasında mutlak önemli bir konudur.

Nasıl ki insan dengede duramaz ise ne yol yürüyebilir, ne yemek yiyebilir, ne su içebilir ve ne de hayatta kalabilirse ekonomi içinde aynı perspektiften konuya yaklaşmak mümkündür denilebilir.

İthalata dayalı bir ülke ekonominiz var ise ve yaptığınız ithal hammaddelerle ürünler üretip ihracat yapıyorsanız ekonomik dengeleriniz diğer ülke ekonomilerine nazaran çok daha büyük önem taşır.

Aynı vücut gibidir aslında yani nasıl ki vücudumuzdaki su ve besin dengesini iyi kuramadığımız noktada sağlık problemleri başlıyor ise ekonomilerde de kur dengesini kuramadığınızda üreterek zarar edebiliyorsunuz.

Zararın boyutu yükseldiğinde de üretim yapamaz hale gelebiliyorsunuz.

Maalesef son dönemde ülkemizin üretim yapan ve ürettiğini yurtdışına satan şirketleri için bu durum söz konusudur.

Yukarıda söylediğimiz gibi hammaddeyi yurtdışından dolar kuru 8.25 TL iken alan bir şirketi düşünün.

Bağlantısı yapılmış olan hammaddenin yaklaşık on beş günlük gemi seyahatinden sonra bizim gümrüğümüze girdiğini birkaç gün içerisinde gümrük işlemleri biten hammaddenin aradan geçen yirmi gün sonrasında şirkete ulaştığı bilgisini edinin.

Sonrasında bu hammadde ile bir makinanın üretildiğini ve üretimin de iki ay sürdüğünü ardından da kurun 7.00 TL seviyelerine indiğine şahit olun.

Kurun bu fiyatından da makinanın ihraç edileceğini hesap edin.

Evet bu anlattığım durumda olan o kadar çok şirket var ki bu günlerde Türkiye ekonomisinde ve öylelerini biliyorum ki üretimlerine ara vermiş durumdalar.

Üretime ara vermelerinde tek etken kur değil ama en büyük etken kurda gelinen seviyelerin yanında hammadde fiyatlarında ki çok ama çok büyük artışlar maalesef.

Öyle hammadde kalemleri var ki son birkaç ay içerisinde dolar bazında yükselişler yüzde otuzları yüzde kırkları bulmuş durumda.

Bir de diğer taraftan ihracatçıya lojistik problemlerde eklendiğinde bu sarmaldan kurtulabilmek için çareler arıyor ama bulmakta çok zorlanıyor.

Hal böyle olunca da 2021 yılı için hedeflenen ihracat rakamına ulaşmak biraz zor gibi gözüküyor.

Bunları aşabilmek için kurun dengede hareket etmesi son derece önemli bir noktaya geliyor.

Bu dengede kurların enflasyonun izlediği seyre yakın bir noktada bulunması özellikle ihracatçının fiyat politikalarında zarar yazmasının önüne geçecek bir nokta olarak görülmesi gerekiyor.

2020 yılında yaptığımız ihracatın 2019 yılına oranla düştüğünü baz aldığımızda ve bu düşüşte pandeminin çok etkisi olduğunu bilerek hareket ettiğimizde 2021 de de düşüşün devam etmesinin ekonomimize vereceği zararı şimdiden kestirmek çok zor olmasa gerek.

Ama sorunları ve sorunların kaynağını bilerek yol aldığımızda sorunları biran önce çözebilmek adına yapacağımız her hareketin değeri bir kat daha artmış olacaktır.

Bu bağlamda kurun dengelenmesi adına tüm kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşeni yaptıklarında sanayicimiz dolayısıyla da reel sektörümüz önümüzdeki günlere daha güçlü bir şekilde yürüyebileceklerdir.