Futbol bütün dünyada kitleleri arkasından sürükleyen, etkisi altına alan ve yönlendiren bir spor dalı.

Farklı inançtan, düşünceden ve siyasi görüşten milyonlarca insanı bir araya getiren bir cazibeye sahip.

Aşırıya gitmediği, holiganlığa dönüşmediği, kavgayı doğurmadığı, küfre sebebiyet vermediği müddetçe; saygı, sevgi ve anlayış çerçevesinde güçlü birleştirici yöne sahip, izleme keyfi veren bir etkinlik.

Futbolcular gerek sahada, gerekse saha dışındaki davranışları ile milyonlarca insana etki eder, örnek alınırlar.

Bu konuda iyi örnekler olduğu gibi kötü örnekler de var malesef.

Geçtiğimiz günlerde Fatih Altaylı’nın bir paylaşımı dikkat çekti.

Altaylı, Mesut Özil’in sosyal medya hesabı üzerinden her Cuma paylaştığı cami arka planlı dua eden fotoğrafından rahatsız olmuş olacak ki, şöyle demiş: “Mesut Özil’i sosyal medya hesabı üzerinden izleyenler Özil Fenerbahçe’ye futbolcu olarak mı geldi yoksa Fenerbahçe Camii’ne imam mı oldu ayırt etmekte zorluk çekebilirler.”

Mesut Özil oynadığı zeka dolu oyunla kendisini izleyenlere keyif veren bir futbolcu.

Dünyada en etkili 10 futbolcu arasında sayılan biririsi.

Almanya’da doğup büyüyen, dinini ve kültürünü unutmamış, annesinin “Kendi değerlerini asla unutma” sözünü kulağına küpe yapmış örnek bir futbolcu.

Onu, kimi zaman Doğu Türkistanlı mazlumların acısına ortak olurken, kimi zaman ihtiyaç sahiplerine yardım ederken, kimi zaman saha kenarına atılan ekmeği alıp üç defa öptükten sonra kenara bırakan tavrı ile gördük.

Gerek oynadığı futbol, gerekse davranışları ile güzel bir örneklik ortaya koyan bir futbolcunun, inancının ve değerlerinin yansıması bir paylaşımdan neden rahatsız olunur, anlamak mümkün değil.

Altaylı’ya en güzel cevabı anlayabilirse taraftarlar vermiş.

Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı ve diğer farklı takımları tutan futbolseverler Mesut Özil’i seviyor, davranışlarını samimi buluyor ve destekliyor.

Altaylı’ya düşen, örnek ve modelliği yüksek olan, başarılı bir futbolcuya laf söyleyeceğine, dönüp kötü örnekleri eleştirmek olmalı değil mi?!

Bu yaklaşımı içerisinde tuttuğu ve barışık olmadığı hangi düşüncenin bir yansımasıdır acaba? 

Altaylı’nın Fenerbahçe Galatasaray maçı sonunda, soyunma odasında masanın üzerine çıkıp küfür ederek tepinen futbolcuya, böyle birşeyin yakışmadığını söyleyeceğine, her maçta samimi bir şekilde ellerini semaya açan ve dua eden futbolcuya “Sen imam mısın ki böyle paylaşımlar yapıyorsun” tarzı yaklaşması samimi gelmiyor bize.