Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizin önde gelen hadis âlimlerinden Muhammed Emin Saraç’ın cenaze törenine katılması ve tabutunu taşıması Arap sokağında büyük yankı uyandırdı.

Sosyal medyada cenaze töreninden karelerle birlikte Erdoğan’ın daha önce Saraç’a saygı duyduğunu ve elini öptüğünü gösteren fotoğraflar yayınlandı.

Prof. Dr. Fuat Sezgin’in cenaze töreninde de benzer şeyler yaşanmıştı.

Her ikisinde de Erdoğan’ın âlimlere verdiği değerden övgüyle bahsedildi ve Cumhurbaşkanı’nın bu tavrının ülkenin genel havasına olumlu yansımalarına işaret edildi.

Birçok ülkede ilim adamlarının baskı ve zulüm altında olduklarına dikkat çekilerek Türkiye ve Mısır, Erdoğan ve Abdülfettah es-Sisi arasında kıyaslama yapıldı.

Peygamber mirasçıları âlimler İslam ümmetinin en değerli hazinelerindendir.

Dolayısıyla sadece bu dünyadan ahirete irtihal ettiklerinde değil hayattayken de hatırlanmaları gerekir.

O âlimlerden biri de 2013 yılında “İslam’a hizmet” alanında Kral Faysal Ödülü’ne layık görülen ve “Kudüs Muhafızı” olarak bilinen Şeyh Raid Salah…

İşgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren ve İsrail tarafından “yasa dışı örgüt” ilan edilen İslami Hareket’in lideri Salah, işgalcilerin zindanlarında oldukça kötü koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.

Şeyh Raid Salah’ın “ Mescid-i Aksa tehlikede” diyerek İsrail’in Müslümanların ilk kıblesini Yahudileştirme planlarına dikkat çekmesi işgalcileri fena halde rahatsız etmişti.

Mescid-i Aksa’ya girmesini yasaklayarak Kudüs Muhafızı’nı susturmaya çalışan İsrail, konuşmalarını gerekçe göstererek uyduruktan bir davayla Salah’ı hapse mahkûm etti.

Şeyh Raid Salah, 17 aylık fiili hapis cezasını çekmek üzere geçen yıl Ağustos ayında cezaevine girdi.

Avukatı Halid Zebarika’nın bildirdiğine göre, işgalciler 63 yaşındaki Kudüs Muhafızı’nı cezaevinde tek kişilik küçük bir hücrede tutuyor.

Demirden veya tahtadan bir ranzası yok.

Beton zemin üzerinde uyuyor.

Hücresinde küçük bir elektrikli ısıtıcı, küçük bir buzdolabı, kitaplarını ve eşyalarını koyması için yine küçük bir dolap var.

Gündüzleri hücresinden avluya sadece bir saatliğine çıkabiliyor.

Diğer esirlerle görüşüp konuşmasına kesinlikle izin verilmiyor.

Avukatları ayda bir kez Şeyh Raid Salah’la görüşebilirken aile ziyaretleri de koronavirüs salgını bahane edilerek sona erdirilmiş.

Zebarika, tüm olumsuz koşullara ve psikolojik işkencelere rağmen Kudüs Muhafızı’nın sağlık durumunun iyi olduğunu, direncini koruduğunu ve moralinin yüksek olduğunu, vaktini okuyarak ya da yazarak geçirdiğini söylüyor.

İsra ve miraç mucizelerine şahitlik eden Mescid-i Aksa, İslam ümmetinin üç kutsal mescidinden biri ve Müslümanların ilk kıblesi.

Şeyh Raid Salah da işgalcilerin kirli planlarına karşı Mescid-i Aksa’nın yılmaz savunucularının başında geliyor.

Mescid-i Aksa’yı müdafaa hatlarının ilkinde ve ön sırada yer alıyor.

İşgalciler tarafından hapse mahkûm edilmesinin sebebi de bu.

Müslümanların Şeyh Raid Salah’a vefa borcu var.

Mahkûmiyet süresinin yaklaşık 6 ayını geride bırakan ve 11 ayı kalan Kudüs Muhafızı’nı İsrail zindanlarındaki tek kişilik hücresinde unutulmaya terk etmenin vebali ağır olur.