Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Filistinli grupların Kahire’de gerçekleştirdikleri görüşmelerden çıkan anlaşma uyarınca bir kararname yayınlayarak seçimlerden önce özgürlüklerin güçlendirilmesi talimatı verdi.

Filistin’de 22 Mayıs’ta parlamento ve 31 Temmuz’da başkanlık seçimleri yapılacak.

Abbas’ın yayınladığı kararname, seçim propagandalarının özgür bir ortamda yapılmasını hedefliyor.

Kararname, haksızlıkların giderilmesi ve tüm grupların kamu imkanlarından eşit bir şekilde yararlanması yönünde atılmış olumlu bir adım.

Fakat kararnamede belirtilenlerin kağıt üzerinde kalmaması ve pratikte hayata geçirilmesi yayınlanmasından çok daha önemli.

Örneğin kararnamede siyasi tutukluların serbest bırakılacağı ifade ediliyor.

Bu konu Batı Yaka’nın kanayan yaralarından biri.

Fetih’in kontrolündeki güvenlik birimleri direniş yanlılarına ve özellikle de Hamas liderlerine göz açtırmıyor.

Dolayısıyla Filistin’de özgürlükler güçlendirilecekse ilk atılacak adım siyasi tutukluların serbest bırakılması olmalı.

Mevcut yönetimin politikalarını veya Fetih liderlerini eleştirenler siyasi görüşleri dolayısıyla gözaltına alınmamalı ve ifade vermeye çağrılmamalı.

Gazze Şeridi’nde çeşitli sebeplerle cezaevinde bulunan Fetih üyesi 45 mahkum ve tutuklu serbest bırakıldı.

Hamas, benzer bir adımın Batı Yaka’da da atılmasını ve siyasi tutukluların serbest bırakılmasını istiyor.

Bu çağrıya Fetih’ten olumlu yanıt gelip gelmeyeceği şüpheli.

Filistin Başbakanı Muhammed İştiye’nin “Batı Şeria’da siyasi tutuklu yok” şeklindeki açıklaması da şüpheleri güçlendiriyor.

Ayrıca Abbas’a bağlı güvenlik birimleri siyasi tutukluları serbest bıraksa bile sorun çözülmüyor.

Çünkü Batı Yaka’da söz konusu güvenlik birimleriyle işgal güçleri arasında yürütülen güvenlik koordinasyonu direniş taraftarlarının özgürlüğe kavuşmasına engel oluyor.

Güvenlik birimlerinin serbest bıraktığı kişilerin kısa süre sonra İsrail askerleri tarafından ve işgalcilerin zindanlarından çıkanların da çok geçmeden Filistin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınması “döner kapı politikası” olarak adlandırılıyor.

Yani Batı Yaka’da Hamas liderleri ve üyeleri Abbas’ın talimatıyla serbest bırakılsalar bile İsrail askerleri tarafından yeniden gözaltına alınmaları kuvvetle muhtemel.

Bu arada, Kahire ve Ramallah geçen hafta Gazze Şeridi açıklarındaki Gazze Marine doğal gaz sahasını geliştirmek için bir anlaşma imzaladı.

Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ve Filistin Yatırım Fonu tarafından imzalanan anlaşmanın içeriği meçhul.

Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk, kıyılarından çıkarılacak doğalgazdan Gazze Şeridi’nin de yararlanması gerektiğine işaret ederek anlaşmanın detaylarının açıklanmasını istedi.

Ebu Merzuk’un bu haklı talebine Batı Yaka cephesinden gelen cevap Abbas ve adamlarının uzlaşı zihniyetinden hâlâ çok uzak olduğunu gösterir türdendi.

Filistin Yönetimi’nin tartışmalı isimlerden Hüseyin eş-Şeyh, “devletlerin gruplarla veya örgütlerle değil devletlerle anlaşma imzaladığını” söyledi.

Sadece bu açıklama bile Batı Yaka’da özgürlüklerin hayal olduğunu, işgalcilerin koruması altında Ramallah’ta “devletçilik” oynayanların tek parti zihniyetinden asla vazgeçmeyeceklerini göstermeye yeterli.