Kendimizi görmek ve görüntümüzü düzeltmek için baktığımız arkası sırlı cama ayna diyoruz. Nasıl ki “Ütü terzinin yüz akıdır” denirse, ayna da biz insanların tabiri caizse yüz akımız ve olmazsa olmazımızdır. Özellikle de dışarıya çıkarken kendimize bakıp nasıl olduğumuzu görmek isteriz. Ayna yoksa araba camına, telefonun kamerasına, yoldan geçerken vitrin camına bakıp halimizi kontrol etmek isteriz çünkü insan içine çıkıyoruz ve uygun olmayan bir durumda insanlar bizi görsün istemeyiz. Bu son derece normal ve hatta gerekli bir durumdur.

İnsan insanın aynasıdır”

Bunun bir de “İnsan insanın aynasıdır” atasözünde ifade edilen başka bir versiyonu daha vardır ki bu da, daha çok karşılıklı verdiğimiz tepkilerle ilgilidir. Diyelim ki bir davranışta bulunduk ya da bir söz söyledik, beklemediğimiz bir tepki alınca hemen bizi anlamadığı ya da yanlış anladığı şeklinde değerlendiririz. Gerçekten yanlış anlaşılmış da olabiliriz fakat bizim de yanlış yapmış olma ihtimalimiz vardır. Böyle bir durumda ilk aklımıza gelen şey “Beni yanlış anladın” demek yerine, “Acaba ben yanlış anlaşılacak bir şekilde mi konuştum?” Diye kendimize yönelip, o tepkiyi ciddiye almamız gerekir. Eğer böyle yapmazsak, aynada kendimizi görerek düzeltmemiş, suçlu avına çıkmış gibi kendimiz dışındaki herkesi suçlamış oluruz. İnsan kendisini doğru görmeye alıştığı zaman, zihin alıştığını tekrar ettiği için sürekli “Hep ben haklıyım” moduna gireriz. Bu hem kötü bir örneklik hem de yanlışını görerek düzeltme çabasına girmenin yüksek ahlâkından kişinin mahrum kalmasıdır. Aynı zamanda çevresindekilerle iletişim sorunu yaşaması, sevenlerinin azalması ve hep aynı şekilde davranarak aynı yanlışın tekrarlanması gibi sıkıntıları yaşaması anlamına gelir ki, bu duruma düşmekten Allah’a (c.c) sığınmalıyız.

Aynada gördüğüm benim

Gülümseyen bir insana, normalde surat asılmaz. Bir atasözümüzde, “Sıkılı yumrukla tokalaşılmaz” denir. Biz her zaman önce kendimize bakmalı, ifade, söz ve davranışlarımızla karşımızdakilere ne mesaj verdiğimizin farkında olmalıyız. Bu bizim hem kendimizi fark edip anlamamıza, hem gelişmeye ve değişmeye hazır olmamıza, hem de aynada kendimizi düzeltmek için çaba göstermemize yardım eder. Bizim odağımız kendimiz olmalı çünkü hesabımızı tek kişilik vereceğiz. İnsanın en büyük marifeti, “Bir memleket olan bu bedeni”(İ.Arabi) eğitebilmek ve insan-ı kâmil noktasına ulaşabilmek için çaba sarf etmektir. Kendimize duyduğumuz saygıyı çoğaltarak karşımızdaki herkese saygı duyduğumuzda; emanete sahip çıkma ve koruma refleksi devreye girecektir. Bu da insanı Allah’ı (c.c) temsil eden yüce bir varlık olarak görüp, onun gönlüne kuşatacak kadar naif olmayı seçeriz. Kırmamak için özen göstermeyi, kazara kırdıysak hemen telâfi etmeyi, anlayışlı ve anlaşılır olmak için gayret etmeyi olmazsa olmazımız olarak görürüz.    

Kendimize iyilik yapalım

Güzel ve kolay geçimli olarak kendimize yardımcı olalım. İnsanlara değer vererek, kâinatın sahibine karşı edep içinde olduğumuzu gösterelim. Kırmamak önemlidir fakat kırılmamak bir mertebedir, buna ulaşmaya çalışalım. İnsan insanın aynasıdır, oradaki bozuk görüntümüzü düzeltelim. İçimizi düzelttikçe, aynadaki görüntümüz de inşallah düzelecektir.