Farkında mısınız?

CHP için adeta temel bir anlayış haline gelen ve her defasında da elinde patlayan, yalan üzerine kurulu “müsamere siyaseti” var…

Normal koşullarda, yalan tiyatrosu deşifre olan birinin yüzü kızarır ve bir daha aynı duruma düşmemek adına da bir çaba gösterir; başı dik yürüyebilmek içim…

Fakat garip bir şekilde, CHP’li tiyatrocularda olması gereken olmuyor ve tekrar tekrar aynı hali yaşamaktan imtina etmiyorlar…

Son yaşanan “emekli tiyatrosu” gibi nice örnek var; bu satırlara sığması imkânsız olan…

Eğer amaç bir mağduriyetin giderilmesiyse ya da bir hakkın savunusu yapılıyorsa bu elbette alkışlanacak bir şeydir…

Fakat yalan üzerine kurulu bir müsamere ile ortaya çıkmak, sadece iktidara karşı bir yalancılık değil, aynı zamanda haklarını savunduklarını iddia ettikleri insanlara karşı yapılan son derece ayıp bir durumdur…

Bu yalan müsameresi üzerine kurulu siyasetin kazananı var mı peki?

Bana göre yok…

O halde neden CHP bu konuda ısrarla yeni senaryolar üretiyor?

Sebebi çok basit aslında…

CHP ne yaparsa yapsın asla sorgulamayan -Yeter ki Ak Parti gitsin de nasıl giderse gitsin- diyen, ideolojik bir miyoplukla etrafını izleyen kemikleşmiş bir zihniyetin bu yalan tiyatrosuna alkış tutmaya hazır olmasıdır…

Sayıları az ama heyecanlı ve gürültülü bu zihniyet, CHP tarafından “bütün toplumun sesi” olarak algılanmaya devam ettiği müddetçe, bu tiyatrolar devam edecek demektir…

Eğer CHP bu sahte gürültü bariyerini aşamaz ise kendisini iktidara taşıyabilecek olan sessiz ama çoğunluk olan seçmenin sesini asla duyamayacak demektir…

Bugüne kadar duyamadığı gibi…

CHP’nin en büyük sorunu, kazandığını zannettiği yerden kaybediyor olmasıdır…

Düşünüyorum da, acaba hangi akıl, hangi zihniyet kendi kendine bu kadar büyük bir kötülüğü yapabilir…

Gerçekten insanın aklı, hafsalası almıyor…

Bu zihniyetiyle CHP, yaklaşık yirmi yıldır Ak Parti’ye hizmet ediyor…

Bu gidişle daha çok hizmet edeceğe de benziyor…

Sayın Cumhurbaşkanı da bu memnuniyeti defalarca izhar etti zaten…

Bu noktada, samimi olarak CHP’nin iktidarı için çalışan seçmene de çok büyük bir haksızlık yapılıyor; emekleri, heyecanları istismar ediliyor…

Bu istismarın farkına varanların artık CHP ile yollarını ayırma noktasına geldiğini de, CHP içindeki bölünmelerden ve doğan yeni partilerden anlamak mümkün…

Öyle ya, “İktidar için daha kaç bahar bekleyeceğiz” çıkışı, en doğal hakları değil mi bu durumda?

Yalanın binası olur mu?

Oldu diyelim…

Peki, ayakta kalabilir mi?

Hele de yalancının mumunun yatsıyı bile bulmadığı bu çağda…

Birkaç saat içinde insanların şeceresini ortaya döken bu “kayıt altındaki çağ”da, izzeti ayaklar altına alma pahasına yalancılığa soyunmak, nasıl bir cesarettir acaba?

İnsan tekrar tekrar sormadan edemiyor…