Bu köşede genellikle güncel politik konuları değerlendiriyorum. Çok nadir de olsa haddim olmayarak İslamî, sosyal, kültürel, toplumsal ve ekonomik konularda da fikirlerimi siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum…

Bugün de politik değil çok daha önemli bir konu hakkında fikir ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Ayasofya’nın 86 yıl sonra tekrar camiye çevrilmesi 21. yüzyılda Müslümanların Batı’ya karşı en büyük zaferidir…

Türkiye Müslümanları için en büyük ödüldür!

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, tüm emperyalist Haçlı dünyasını karşısına alarak Ayasofya’yı yeniden cami olarak açarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı!

SURDA BİR GEDİK AÇMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPTILAR AMA…

Başta Papa olmak üzere tüm Haçlılar Ayasofya’nın aslına döndürülerek cami yapılmasına üzüldüler, kahroldular.

Papa, “Ayasofya kararı canımı acıttı” diyerek Haçlıların yaşadığı travmayı özetledi.

İçimizdeki “Haçlılar”, “Bizans kalıntıları”, “Yunan âşıkları” ise Papalarının acısını hafifletmek için bu karara tüm güçleriyle saldırdılar. Bu tarihi güzel anın tadını çıkarmamıza engel olmak için her şeyi yaptılar.

“Mustafa Kemal’in kararını nasıl iptal ederler”, “dinler arası hoşgörü bitti”, “ Amerika bize kızar”, “dolar yine yükselir”, “2020 yılının en kötü olayı” dediler…

Ama surda bir türlü istedikleri gediği açmayı başaramadılar! Cumhurbaşkanımız da Müslüman halkımız da bu gediği açmalarına izin vermedi.

Ancak Ayasofya-i Kebir Camii Şerif Başimamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “ İslam dininde kadın ve erkeğin yeri”, “işlenen cinayetlerde ‘kadın’ vurgusu” üzerine yaptığı açıklamanın onlara yeni bir fırsat kapısı açtığını düşündüler…

Onlar saldırıya geçmeden bizim içimizden “herkes kendi işine” baksın çıkışı Ayasofya kararını hazmedemeyenlerin ekmeğine yağ, üstüne de bal sürdü.

Mehmet Hocamızın açıklamalarından yola çıkarak “surda gedik açma” çalışmasına yeniden hız verdiler. Biz bunların kim olduğunu, dertlerini ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bilmediğimiz şey bizim mahalleden bazı siyasetçilerin Mehmet Hocamıza yönelik kabul edilemez açıklamaları oldu.

Tüm Haçlı, emperyalist Batı ve içimizdeki Bizanslıların açmayı başaramadığı gediği bizim bazı siyasetçilerimiz açmayı başardı.

ZENGİN’İN YANINDA DURANLAR AYASOFYA AÇILIRKEN NEREDE DURUYORDU?

Mehmet Hocamızın açıklamalarını eleştiren AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’i desteklediklerini, onun yanında durduklarını açıklayan feministler, Ayasofya Camii olarak açılırken acaba nerede duruyorlardı?

Cumhurbaşkanımızın kararının yanında değil, karşısında durduklarını biliyorum. Şimdi de Zengin’in arkasına saklanarak, Mehmet Hocamız üzerinden Ayasofya’nın cami yapılması kararına saldırdıklarını da biliyorum…

Hele zavallı bir gazetecinin, “Bir avuç radikal azınlığı arkasına alarak… Toplumsal uzlaşı çabalarına büyük zarar veren…” zırvalarını okudukça Mehmet Hocamızın yanında durmayı İslami bir görev olarak görüyorum!

Bu zavallıların “bir avuç radikal azınlık” diye çemkirdiği Müslümanlardan olmak için de bu yazıyı yazdım.

Siyasete karşı İslam’ın, politikacıya karşı âlimin, feministlere karşı Ayasofya’nın ve de Mehmet Hocamızın yanındayım.

Ne demişti Özlem Hanım: “Herkes işine baksın!..