Galtung’un “negatif barış” olarak tarif ettiği süreci yaşıyoruz Karabağ’da. Eller tetikten uzakta, lakin silahlar sadece beklemeye alınmış durumda. Oysa ne petrol yatakları ne de verimli topraklar var Karabağ’da. Stratejik yönü coğrafi konumunda gizli bir bölge. Bugün Dağlık Karabağ’da kalıcı barış için gerekli olan koşullardan çok uzak olduğumuzu söyleyebiliriz.

Türkiye ve Rusya’nın konumu

Rusya, önceleri mesafeli kalsa da arabulucu vasfıyla duruma müdahil olarak ateşkesin sağlanmasında en etkin rolü oynadı. Minsk’in bugüne kadar çatışmalardaki başarısızlığı unutulmuş olmalı ki grubun eş başkanı Rusya, 2000 civarı barış gücünü Karabağ’da konumlandırabildi. Buna karşın Aliyev’in de tüm ısrarlarına rağmen Putin, Türkiye’nin resmi anlaşmadan uzakta tutulmasını başarabildi. Azerbaycan’ın bu savaşı kazanmasında Türkiye’nin katkısı uluslararası konjonktürde gündem olsa da Türkiye bununla yetinecek mi gelecek bize bunu gösterecek. Nahçıvan üzerinden kurulacak koridor sayesinde Türkiye, Azerbaycan doğalgazını Avrupa’ya taşıma imkânı elde edecek. Bu durum, Türkiye’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını da azaltacak. İki devletin bu süreçteki etkinliği Astana sürecinin farklı bir versiyonu olarak okunabilir. Diğer taraftan bölgesel nüfuz mücadelesinde Ruslar tarafından yıllarca desteklenen Ermeni güçlerine karşı Türkler tarafından desteklenen Azerbaycan’ın kazanımı olarak da görülebilir.

Gelecek emin ellerde mi?

Azerbaycan ve Ermenistan arasında bulunan asimetrik askeri denge, Rusya’nın müdahil olmasıyla ortadan kalktı. Ermenistan’da savaş sonrası anlaşmalar meclise gitmeye gerek görülmeden kabul edilerek hayata geçiyor. Bu durum, ilk yapılacak seçimlerde yeni gelen hükümetin kaybedilen yerleri geri almak için bir gerekçe olabilir. Ermenistan halkının taleplerini yeni gelecek hükümet göz ardı edemeyecektir. Rusya’nın da yeni bir savaşı arzu etmeyeceğinden emin olamayız. Hata yaptığını söyleyerek özür dileyen Paşinyan istifa etmeyeceğini, fakat birkaç ay içerisinde seçime gidebileceğini açıkladı. Ermenistan’daki kalabalık sokak gösterileri, meclis başkanına saldırılar, darbe teşebbüsleri toplumun gelişmelerden rahatsız olduğunu gösteriyor. Karabağ’da yaşayan Ermeni ve Azeri nüfusun kendi aralarındaki çatışma potansiyelleri gergin bekleyişlere neden olurken yeni bir savaşın kıvılcımı her an oradan da ateşlenebilir. Bir taraftan Ermeni ordusunun Ruslar tarafından tekrardan hazırlandığı iddiaları, diğer taraftan ABD ve Rusya’daki Ermeni lobilerinin harekete geçme ihtimalleri bölgedeki havayı daha da panik hale getiriyor. Dağlık Karabağ’ın Ermenistan için özel bir dini anlamı olduğu yönündeki haberler bile Azerbaycan tarafını teyakkuzda tutmaya yetiyor. Bugün anlaşma olsa bile Karabağ’ın statüsünün belirsizliğini koruması dahi gelecekte şiddete davetiye çıkarabilir. Ermenistan’da yeni yapılacak seçimlerde muhalefet gelirse bu zayıf halkalardan kaybedilen toprakları geri almak için harekete geçebilir. Daha birkaç gün önce Azerbaycan ve Ermenistan’da yapılan büyük askeri tatbikatlardan da görüldüğü üzere sular her an kaynamaya hazır vaziyette.