Türkiye’nin en büyük yemek dağıtım uygulaması geçtiğimiz günlerde siber saldırıya uğradığını duyurdu.

Milyonlarca kullanıcının verileri uçup gitti...

***

Ev adresimiz, telefon numaralarımız, kişisel bilgilerimiz kimin elinde ne emellerde kullanılacak bilmiyoruz.

Ve bunlar olurken şirketin 20. yılını kutlaması anısına her yerde reklamlarını görüyoruz.

***

Tabi reklam kampanyasıyla, siber saldırı vakaları aynı ana denk gelince ve daha önce de benzeri olaylar da gündemde olunca insan kuşkulanmıyor değil.

Verilerimizi korumakla yükümlü olan bir uygulama, sıradan bir olaymış gibi duyurusunu yapıp reklam kampanyasına devam edebiliyor...

***

Yani şöyle düşünün... Bir bankaya paranızı teslim ediyorsunuz ve banka soyuluyor. Banka size dönüp kusura bakmayın paralarınız çalındı, haydi eller havaya 20. Yılımız kutlu olsun diyor.

Tuhaf değil mi? Böyle bir şey olabilir mi?

***

Evet oluyor... Verilerimizi korumakla yükümlü uygulama bilgilerimizi çaldırıyor ve eller havaya hayat devam ediyor diyebiliyor.

Veriye sahip olan, size sahip olur sözleri tüm dünyada ana başlık olarak yayınlanırken, verilerimizi çaldıranlar hiçbir cezai sorumluluk altında olmuyor.

***

“Ya da gerçekten bu veriler çaldırıldı mı? Gerçekten siber saldırıya uğranıldı mı? Planlı bir saldırı mıydı?” diye de insanın kafasında soru işaretleri olmuyor değil.

Çünkü bu yazıyı yazarken bir haber gördüm televizyonda...

***

Haber şöyleydi, patronunun para dolu çantasını planlı şekilde çaldıran kişi üzerine...

E haliyle biraz önce soru işaretleri beliren konularda o yönde bir ivme kazandı ben de.

***

Verinin önemini anlatırken, dünya artık veri savaşlarına karşı konumlanmışken böyle büyük bir sorumluluğun her şey normalmiş gibi ilerlemesini sindiremiyorum...

“Veri güvenliğini yüksek önemde tutan ülkeler, ekonominin başkenti olacak” tezimi de yüksek seviyede savunuyorum.

***

O sebeple bu tarz “siber saldırı” olaylarının ciddi manada incelenmesi, soruşturmaların gizli ve titizlikle incelenmesi gerekmektedir.

Biz bunu “ah vah siber saldırı olmuş”  diye hayıflanarak geçiştirirsek başımız çok ama çok ağrır.

***

Çünkü bu durum sadece “siber saldırı” değil “siber casusluk” olayıdır aynı zamanda.

Vatandaşlarımızın yatak odalarına kadar giren robotların verileri ne yaptığını bilmezken, bir de üzerine uygulamaların veri hırsızlığı gündemdeyken atılımlarımızın çok daha sert olması aşikâr.