Son zamanlarda birçok yazarın ve akademisyenin hem fikir olduğu bir dizi problem için artık sinyal düzeyi aşılmakta ve bu sorunlar şu anda alarm düzeyinde yansımalarını göstermektedir. Anne ve babalar çocuklarını ilk yaşlarından itibaren bakıcılara, kreşlere, yuvalara bırakmakta, erken çocukluk döneminde anaokulu ve anasınıfları ebeveynlik görevini yerine getirmekte, ilkokul çağında bilgi evlerine, ortaokul ve lise yıllarında ise belediye ve sivil toplum kuruluşlarının mesleki, sanatsal ve dini eğitim kurslarına göndermektedir. Üniversitede de yine benzer biçimde vakıf, dernek ve cemiyetlerden destek bekleyerek bu şekilde evlatlarından hayırlı ve salih bir nesil oluşacağını düşünmektedir. Bu bir illüzyondur, anne ve babalar annelik ve babalık görevini başkalarına devr ederek, acı çekmeden ve çocuklarının sadece maddi gelişimlerini düşünerek her açıdan kamil bir çocuk yetiştireceklerini bekleyemez.

Maalesef kapitalist ve materyalist olan zamanın ruhu anne ve babalara çocuklarının dışında ilgilenebilecekleri çok fazla faaliyet alanı üretmektedir. Estetik merkezleri, fitnes salonları, yoga ve meditasyon seansları, sinema ve tiyatro, kişisel ilgi ve hobi kursları, psikolog ve psikiyatr görüşmeleri, kadın gelişim merkezleri, cemiyet ve dernek toplantıları, kurumsal kahvaltı ve yemekler gibi. Şimdi buradan "aileler sadece çocuklarıyla ilgilensinler kendilerine hiç zaman ayırmasın kendi gelişimleriyle ilgilenmesinler" şeklinde bir algı oluşturulabilir belki de. Ama maksadımız kimsenin gelişmesi ve sosyalleşmesini önlemek değil ama aile ve evin yeniden kendi rolüne dönmesi yani çocuğun psikolojik, sosyal, duygusal, ahlaki, törel, bedensel, ruhsal, manevi, dini, kültürel, biyolojik, bilişsel, tinsel, karakter gelişimine katkı sunacak noktaya gelmesidir. Görüldüğü üzere günümüzde sadece biyolojik ve sosyal gelişim bir de yanlış bir ruhla psikolojik yani ego gelişimi sağlanabilmektedir.

Bu gelişimi ilk başta sağlamak zorunda olan kurum aile yani anne ve babalardır. Ne belediyeler ne de dernek, vakıf ve cemiyetler bunu sağlayamazlar. Dini ve milli şuur anne ve babadan sosyal öğrenme yoluyla öğrenilir, ibadet ve taat aile içinden çocuğa sirayet eder. Bunlar erken yaşlarda birçok noktada gelişen karmaşık gelişim görevleridir. 6 yaşından sonra birçok gelişim görevi için temel teşkil eden ana hatların gelişimi için biraz geç kalınmış olunmaktadır.

İnsanoğlu diğer canlılardan farklı olarak anne ve babaya daha uzun süre hatta ömür boyu ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle ev ve aile hayatı neredeyse her yazımda üzerinde durduğum en önemli noktadır. Anne ve babalık son derece zor bir görevdir, maddi boyutu en son planda olan bir mesuliyettir. Bu çağda sorumlu bir anne ve babanın çocuğunu düşünmekten adeta beyni zonklar, kafası çatlar. Bu nedenle anne ve babalık ciddiye alınmalıdır. Bizler yetiştirmezsek çocuklarımızı sosyal medya ve internet yetiştirmeye bizden daha fazla meraklı, emin olunuz

Selametle.